Suriye’deki durumun çözümüne ilişkin Astana formatında uluslararası toplantı 11-12 Kasım tarihlerinde Kazakistan’ın başkentinde gerçekleştirildi.
Üç garantör ülke Türkiye, İran ve Rusya’nın yanı sıra Suriye ve Birleşmiş Milletler’den yaklaşık 11 heyet, Suriye’de kapsamlı çözüme ulaşma çabaları, rehinelerin serbest bırakılması, kayıp kişilerin aranması, Suriye’deki insani durum gibi konuları ele aldı. Ülkenin çatışma sonrası yeniden inşasına katkıda bulunmak için uluslararası toplumun çabalarının seferber edilmesi.
Üç ülke, Suriye’nin egemenliğini yeniden tesis etmeyi, insani krizi hafifletmeyi ve siyasi çözüm yoluyla uzun vadeli istikrarı sağlamayı amaçlayan Astana Süreci’ne olan bağlılıklarını vurguladı.
Gazze, Lübnan, Suriye
“(Taraflar) İsrail’in Suriye’deki tüm askeri saldırılarını kınadı. Açıklamada, bu eylemlerin uluslararası hukukun, uluslararası insancıl hukukun, Suriye’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak değerlendirilerek, bölgedeki istikrarı bozan ve gerilimi artıran eylemler olarak kabul edilerek, bu saldırıların durdurulması çağrısında bulunuldu.
Aynı zamanda Lübnan’da ateşkesin gerekliliğini vurguladı ve bölgenin istikrarına yardımcı olmak için BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 (2006) sayılı Kararının uygulanmasını savundu. Lübnan’a insani yardım ulaştırılmasının önemini vurguladılar.
Ayrıca temsilciler, İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarını, uluslararası hukukun ve ülkenin egemenliğinin ihlal edildiğini öne sürerek kınadı ve bu askeri eylemlerin derhal durdurulmasını talep etti.
Suriye egemenliği
Açıklamada, BM ilkelerine uygun olarak Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik ortak kararlılığın altı çizildi. Türkiye, Rusya ve İran bu ilkelere uyulması çağrısında bulundu ve Suriye’nin toprak birliğine zarar verecek her türlü eyleme karşı olduklarını kaydetti.
Suriye’nin istikrarına desteklerini yinelediler ve Türkiye ile Suriye arasında karşılıklı saygı, iyi niyet ve iyi komşuluk ilişkilerine dayalı diplomatik uzlaşma arzusunu dile getirdiler.
Terörle mücadeleye odaklanın
Ortak açıklamanın diğer önemli noktası ise garantör ülkelerin “her türlü” terörle mücadele konusundaki ortak kararlılığıydı.
Kuzey Suriye’den gelen sınır ötesi tehditler de dahil olmak üzere, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve komşu devletlerin güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı hareketlere karşı olduklarını yinelediler.
Bu bölgede, özellikle Fırat’ın batısındaki ayrılıkçı gündemlere karşı koyma çabaları, bölgesel güvenlik açısından elzem görülüyordu.
Ayrıca, 23 Ekim’de Ankara’da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’ne (TAI) yönelik düzenlenen terör saldırısını da kınadılar.
İnsani yardım, mülteciler
Suriye’deki insani krizin dikkate alındığı açıklamada, uluslararası insani yardımın artırılması çağrısında bulunuldu. Suriye’nin kuzeybatısındaki sınır ötesi ve hatlar arası yollar da dahil olmak üzere, BM onaylı tüm kanallar üzerinden kesintisiz yardım dağıtımının gerekliliği vurgulandı.
Ayrıca garantör ülkeler, Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin “güvenli, onurlu ve gönüllü” bir şekilde geri dönüşünü ve geri dönüş ve yardıma erişim haklarının güvence altına alınmasını savundu.
Siyasi çözüm
Garantörler, Suriye’deki krizin askeri olarak çözülemeyeceğini bir kez daha teyit etti ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı Kararı uyarınca sürdürülebilir, Suriye liderliğinde, BM’nin kolaylaştırdığı bir siyasi sürece olan bağlılıklarını yineledi.
Ayrıca, Suriye Anayasa Komitesi’nin siyasi bir çözümün geliştirilmesindeki önemli rolünün altını çizdiler ve çalışmalarını destekleme sözü verdiler ve bürokratik veya lojistik engellerin komitenin çabalarını engellememesi gerektiğini vurguladılar.
Liderler zirvesi
Açıklamaya göre temsilciler, tutuklu ve kaçırılanların serbest bırakılması ve Suriye’nin istikrarını ve yeniden inşasını teşvik edecek mekanizmaların takip edilmesi konusunda birlikte çalışmaya devam etme konusundaki kararlılıklarını yeniden teyit ederek toplantıyı sonlandırdı.
Ayrıca, 2022 Üçlü Zirvesi ve 2022 yılında Astana’da gerçekleştirilecek 23. Uluslararası Suriye Toplantısı’nın ortak açıklaması uyarınca, bir sonraki üçlü devlet başkanları zirvesinin Astana Formatında Rusya Federasyonu’nda düzenlenmesi konusunda mutabakata varıldı. Deklarasyonda 2025’in ilk yarısı belirtildi.
TASS’a konuşan Rusya’nın Suriye cumhurbaşkanı temsilcisi Alexander Lavrentiev, Astana formatına katılan ülkelerin liderlerinin bir sonraki zirveyi 2025’in ilk yarısında düzenleyebileceğini söyledi.
“Evet, zirve gerçekten biraz gecikti. Tahran’daki zirvenin üzerinden bir buçuk yıl, neredeyse iki yıl geçti. Şimdi bu zirveyi 2025’in ilk yarısında yapma ve doldurma ihtimalini düşünüyoruz. Toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında, “Suriye’deki çözüme ilişkin spesifik öneri, girişim ve faaliyetlerle.” dedi.
Rusya, İran ve Türkiye liderleri 2022’de Astana formatında Tahran’da bir araya gelerek Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan bağlılıklarını bir kez daha teyit ettiler. Ayrıca ülkede geri dönülemez bir siyasi çözümün sağlanmasının önemini de vurguladılar.