Daily Sabah’a verdiği özel röportajda Endonezya’nın ASEAN başkanlığını Kamboçya’dan devralmasının ardından önceliklerin ne olacağı sorulduğunda Purnama, asıl konunun “ASEAN’ı Türkiye’nin radar ekranına koymak” olacağının altını çizdi.
Elçi, başkanlığı üstlendiğinden bu yana en az iki önemli olay yaşandığını açıkladı: Fidan ve tüm ASEAN büyükelçileriyle “son derece samimi ve açık bir görüşme” için ortak çağrı ve Savunma Bakanlığı Başkanı Haluk Görgün ile görüşme. Sanayi (SSB), Türkiye ile ASEAN arasındaki savunma sanayii iş birliğine ilişkin.
“Ortaklığımız tam potansiyeline ulaşamıyor çünkü ne Türkiye ne de ASEAN birbirini ana ortaklardan biri olarak görmüyor. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Ancak kendi bakış açımıza göre bunu yaparak potansiyelimizi kullanabiliriz” diye ekledi.
Endonezya’nın Türkiye Büyükelçisi Achmad Rizal Purnama, Daily Sabah’tan Dilara Aslan ile Ankara’daki büyükelçilikte konuşuyor, 20 Temmuz 2024 (Büyükelçiliğin izniyle)
Purnama ayrıca grup ve Ankara’nın ilişkilerin daha da geliştirilebileceği önemli kilometre taşları yaşadığını yineledi. Türkiye, 2010 yılında ASEAN Dostluk ve İşbirliği Anlaşması’nı imzaladı. 2017 yılında sektörel diyalog ortağı statüsüne layık görüldü. Ankara ise 2019 yılında bölgeyle bağlarını güçlendirmek amacıyla Yeniden Asya Girişimi’ni başlattı.
“İnisiyatifin kendisine daha fazla içerik vermemiz gerekiyor, böylece her iki açıdan da tamamen hissedilebilir ve sahadaki halklarımız tarafından hissedilme çabalarımızı iki katına çıkarabiliriz.”
Türkiye, Asya ülkeleriyle farklı alanlardaki bağlarını geliştirmek amacıyla Yeniden Asya girişimini başlattı. Girişim, bir bütün olarak Türk dış politikasının geleceğini şekillendirebilecek yeni bir vizyon sunuyor. Asya ülkeleriyle eğitimden savunma sanayine, yatırımlardan ticarete, teknolojiden kültüre ve siyasi diyaloga kadar pek çok alanda bağların geliştirilmesi amaçlanıyor.
Türkiye, birleşik ekonomisi, dinamik nüfusu ve stratejik konumu göz önüne alındığında ASEAN’ı bölgede kilit bir kuruluş olarak görüyor.
Purnama sayılarla ilişkilerin durumunu ortaya koydu. “Ortaklığımız potansiyelimizin altında. Büyüme ve gelişme için çok yer var. Toplamda 800 milyona yaklaşan pazarımızla mevcut ticaret hacmimiz çok küçük.
Buna göre Türkiye’nin ASEAN üyeleriyle 2023 yılındaki toplam ticaret hacmi yalnızca 14,6 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Türkiye’nin o yıl dünyayla yaptığı toplam ticaretin yalnızca %2,36’sını oluşturuyor.
Purnama, grubun 730 milyar dolarlık ticaret yaptığı Çin ve 227 milyar dolarlık Japonya’yı örnek vererek, “ASEAN açısından bakıldığında Türkiye de ne yazık ki henüz büyük bir ticaret ortağı değil” dedi. Ayrıca ASEAN’ın ABD’nin dördüncü büyük ticaret ortağı olduğunu da belirtti.
“Yeni bir ortaklık paradigması aşılamamız ve Türk kamuoyu ve iş dünyası arasında ASEAN heyecanını yaratmamız gerekiyor. Afrika ülkelerinin sahip olduğu yakınlığın benzerini Türkiye ile de oluşturmamız gerekiyor.”
Purnama, ilişkileri geliştirmek için üç ana adımdan oluşan bir yol haritası belirlediğini söyledi.
“Öncelikle birbirimizin potansiyelini daha iyi anlamamız ve farkındalık oluşturmamız gerekiyor. Güneydoğu Asya ekonomik açıdan dünyanın en hızlı büyüyen bölgelerinden biridir. Endonezya tek başına 10,5 trilyon dolarlık GSYH ile dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olacak. Güneydoğu Asya’nın GSYİH’sı 22,6 trilyon dolara ulaşacak. Bu potansiyel, yalnızca bu rakamlar bile ASEAN ile Türkiye arasında daha büyük bir etkileşim için bir uyandırma çağrısı olmalıdır” diye vurguladı.
İkinci olarak ikili ortaklığın halkının refahına katkıda bulunabilmesi için öncelikli alanların belirlenmesi gerektiğini söyledi. Purnama’ya göre ticaret, enerji dönüşümü, dijitalleşme ve afet yönetimi ana öncelikler arasında yer almalı.
İlişkileri geliştirmek amacıyla önümüzdeki dönemde Türkiye’de ASEAN araştırma merkezi açılabileceğinden bahsetti. Purnama, ilişkiler açısından önemli bir dönüm noktası olacak bu adımı gerçekleştirmek için çalışacağını söyledi.
“Türkiye’ye geldiğimden beri Ankara’daki ve diğer şehirlerdeki hemen hemen tüm üniversite rektörleriyle tanıştım. Bu konuyu özellikle gündeme getirdim ve ilgi var. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la da görüştüm. Artık Türkiye’nin ülkede bir ASEAN merkezi kurmasının zamanı geldi” diyen büyükelçi, merkezin yakın zamanda başkentte bir üniversitede kurulacağını ifade etti.
‘Geleceğin ortaklığı’
Büyükelçi, ASEAN ve Türkiye’nin yalnızca ikili düzeyde değil aynı zamanda küresel bir erişime sahip olabileceğini vurguladı.
“Üçüncü olarak ortaklığımızın dünyaya olumlu bir katkı sağlamasını sağlamalıyız. Bu kadar karmaşık ve kutuplaşmış bir dünyada ASEAN ve Türkiye, küresel etkileri olan bölgesel güçlerdir. Daha fazlasını yapabiliriz” dedi. “Şu anda dünyamızın yalnızca bazı ülkeler ve onların dar çıkarları tarafından yönlendirildiğini görüyoruz. Büyüdüğümüzü görmek istemiyorlar.”
Purnama, “ASEAN ile Türkiye arasındaki ortaklık geleceğin ortaklığıdır” diye ekledi.
Alışılmışın dışında düşünme yaklaşımının yanı sıra bir atılımın da gerekli olduğunu söyleyen Purnama, şunları söyledi: “İkinci yüzyılda bizim bölgemiz olan küresel büyümenin geleceğine doğru, konfor alanımızın ve geleneksel ortaklarımızın ötesine geçmemiz gerekiyor. Türkiye’nin.
Ticaret engellerinin kaldırılmasıyla birlikte pazar erişiminin de açılması gerektiğini sözlerine ekledi.
“ASEAN’ın Çin, Japonya, Kore, Hindistan, Hongkong, Avustralya veya Yeni Zelanda gibi tüm büyük oyuncularla serbest ticaret anlaşmaları var; grup ise Kanada ile bir anlaşmayı sonuçlandırmak için çalışıyor. Türkiye’nin bölgemizde sadece iki serbest ticaret anlaşması var; Malezya ve Singapur ile. Başlangıç olarak Endonezya ile müzakereleri bitirelim.”
‘Normal olarak barış’
Purnama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta Kabine toplantısı sonrasında yaptığı konuşmada ülkenin dış politikasını anlattığına ve kapsamlı bir yaklaşımın altını çizdiğine de dikkat çekti.
“Ne Batı uğruna Doğu’ya sırtımızı dönüyoruz, ne de Doğu uğruna Batı’yı ihmal ediyoruz. Başta komşularımız olmak üzere herkesle ilişkilerimizi ülkemizin çıkarları doğrultusunda geliştiriyoruz. Bu anlayışla son 22 yılda Türkiye’nin etki alanını genişletecek tarihi adımlar attık” dedi.
Purnama ise Güneydoğu Asya’nın barışa net katkı sağlayan bir ülke haline geldiğini söyledi. “Bölgenin şu anda dünyanın en istikrarlı bölgesi olduğu konusunda herkesin hemfikir olduğunu düşünüyorum. Bu bir gecede olmadı, elli yıl sürdü. Diyalog alışkanlığıyla yönlendirilen kapsayıcı ve karşılıklı yarar sağlayan işbirliğine tüm kapıları açan bir bölgesel güvenlik mimarisi yaratmak için büyük yatırım yaptık. Barışı sürdürmek bizim normumuz haline geldi.”
ASEAN’ın deneyimlerinin diğer bölgelere de örnek teşkil edebileceğini söyleyen Purnama, şöyle konuştu: “Türkiye, böyle bir sistemin bulunmadığı Orta Doğu’da benzer bir güvenlik mimarisinin oluşturulmasında bu tür bir rol oynayabilir. Türkiye barış ve istikrarda aktif rol alabilir. Ulusal çıkarların bölgesel çıkarlarla el ele yürüyebileceği unutulmamalıdır.”