Avrupa Komisyonu, 30 Ekim’de bir kez daha Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecine ilişkin çeşitli olumsuz yorum ve eleştirilerin yer aldığı ülke raporunu yayımladı.
AB, Türkiye’nin “360 derece” dış politikasını sürdürdüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Türkiye, AB üyeliğine bağlılığını sürdürdüğünü iddia ederken, diplomatik, ekonomik, güvenlik ve savunma alanlarında kapsamlı bir vizyona girişmiş, ortaklıkları çeşitlendirmiş ve varlığını ortaya koymuştur. stratejik özerklik.”
Türkiye yakın zamanda BRICS’e katılma çabalarını genişletmiş olsa da teklifi Hindistan tarafından veto edildi.
Raporda, Türkiye’nin hem Ukrayna hem de Rusya ile yakın ilişkilerine değinilirken, Birliğin Rusya’ya yönelik yaptırımlarına direndiği ve “ticari, ekonomik ve enerji bağlarını güçlendirdiği” ifade edildi.
AB de Türkiye’nin İsrail’e karşı tutumundan memnun olmadığının altını çizerek, şunları kaydetti: “7 Ekim 2023’te İsrail’e yönelik Hamas terör saldırısının ardından Türkiye, terör saldırısını kınamamış ve Hamas’ı tam anlamıyla destekleyen bir duruş sergilemiştir. AB’nin tutumuyla anlaşmazlık var.”
Türkiye, İsrail’in Filistinlilere karşı sürdürdüğü soykırımı en azından sesli olarak kınadı ve Orta Doğu’daki saldırgan eylemlerine rağmen AB üyelerinden silah almaya devam eden ülkeyle ticari bağlarını resmen kesti.
Rapora göre AB, Yunanistan ile Türkiye arasında son dönemde ısınan diplomatik ilişkileri memnuniyetle karşıladı ve “Doğu Akdeniz’de izinsiz herhangi bir sondaj faaliyeti veya Yunan adaları üzerinde uçuş yapmadığının” altını çizdi.
AB’nin Türkiye’deki demokrasi konusunda ‘ciddi kaygıları’ var
Yurt içi koşullar hakkında yorum yapan Birlik, daha önceki ülke raporlarında belirtilen tutumunu yineledi: “AB’nin demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklara saygının devam eden kötüleşmesine ilişkin ciddi kaygıları ele alınmadı. ”
AB’ye göre 2024 yerel seçimleri “genel olarak iyi organize edildi ve halkın iradesine saygı duyuldu.” Bununla birlikte başkanlık sistemini eleştirdi ve parlamento üzerindeki zayıflatıcı etkisinin altını çizdi.
AB raporunda, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ve temel haklara ilişkin önceki raporlarda belirlenen temel konularda “herhangi bir ilerleme” kaydetmediği belirtildi.
Tavsiyelerde Türkiye’ye yargı bağımsızlığını sağlamaya, yürütmenin yargı üzerindeki etkisini sınırlamaya, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nda (HSK) reform yapmaya ve temel hakları koruyarak adil yargılamayı güvence altına almaya çağrıda bulunuldu.
AB, Türkiye’nin, AİHM kararına rağmen Gezi Parkı davaları nedeniyle tutuklu bulunan hayırsever Osman Kavala’nın serbest bırakılması davası da dahil olmak üzere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bazı kararlarını onaylamak istemediğini defalarca dile getirdi.
Ne oldu?
Türkiye, AB üyeliğine ilk kez 1987’de başvurdu ve Aralık 1999’da aday ülke oldu. Üyelik müzakereleri Ekim 2005’te başlasa da, Türkiye’nin 20 yıllık bloğa katılım hedefi, AB’nin insan haklarına ilişkin endişeleri nedeniyle 2018’den bu yana donduruldu. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusundaki politika anlaşmazlıklarının yanı sıra rekor da var.
Blok aynı zamanda özellikle göç konularında NATO üyesi Türkiye’nin yardımına da bağlı.
2019’da AB üyesi Yunanistan ile Türkiye arasında yaşanan gerilim, Brüksel’in Ankara’ya yaptırım tehdidinde bulunmasına ve bazı diyalog kanallarını kesmesine yol açtı. Üst düzey görüşmelerin yeniden başlamasıyla ilişkiler 2021’den bu yana iyileşti.