Yunanistan ile Türkiye arasında yenilenen yakınlaşma hakkında şunları söyledi: “Bir noktada sağduyunun galip geldiğini düşünüyorum; özellikle de komşuysanız ve tarih ve coğrafya tarafından yan yana yaşamaya mahkumsanız iş yapmanın yolu bu değildi.”
Her iki taraf da büyük anlaşmazlıkların çözülmeden kaldığını kabul ederken, aynı zamanda Atina Üniversitesi’nde uluslararası hukuk profesörü olan Gavouneli, kaydedilen ilerlemenin önemini vurguladı.
“Birbirimizle konuşmaya başladığımızda hiçbir referans noktası yoktu, güven konusunda da kelime dağarcığı bile yoktu” diye açıkladı.
Gavouneli, güvenin daha iyi ilişkiler geliştirmenin temel unsuru olduğunu vurguladı ve Türk ve Yunan dışişleri bakanları arasında son dönemde yapılan görüşmelerin bu bağlamda etkili olduğunu ileri sürdü.
AA muhabirine, “Bu, haftalarca olmayacak. Çok daha uzun bir zaman alacak. Asıl soru, birbirimize gerekli güveni inşa edecek kadar uzun süre bu sakin su dönemini sürdürüp sürdüremeyeceğimiz.” .
İlerlemenin daha hızlı ve etkili bir şekilde sağlanabileceği alanlara öncelik veren ikili pozitif gündeme odaklanılmasına övgüde bulundu.
Bu yaklaşımın halihazırda Yunanistan’a göçmen akışının azaltılması ve Türk vatandaşlarının yakınlardaki Yunan adalarını ziyaret etmelerine olanak tanıyan vize kolaylığı planı gibi somut faydalar sağladığını da sözlerine ekledi.
Gavouneli, bunların yalnızca halka fayda sağlamakla kalmayıp aynı zamanda yetkililer arasında güven inşasına da katkıda bulunduğunu söyledi.
“Bu yüzden bu fırsat penceresini ve aramızdaki bu iyi ilişkileri sürdürmenin bu noktada çok önemli olduğunu söylüyorum.”
Karmaşık anlaşmazlıkların üstesinden gelmek
Deniz sınırlarının sınırlandırılması da dahil olmak üzere daha derin anlaşmazlıklar konusunda Gavouneli pragmatik bir yaklaşım önerdi. “Anlaşmazlığın, ikimizin de aynı fikirde olmadığı bazı yönleri olduğu konusunda hemfikir olalım” dedi.
Her sorunu aynı anda çözmeye çalışmamak konusunda uyardı. “Her şeyi bir araya getirerek ve her şeyi bir tür paket anlaşmasına göre masaya koyarak, ya hep ya hiç, sonunda hiçbir şey olmayacağını garanti etmiş olursunuz” diye uyardı.
Bunun yerine Gavouneli, Yunanistan ve Türkiye’nin büyük anlaşmazlıklara odaklanarak bir 50 yıl daha kaybetmemeleri için tartışmalı konuları gelecekteki tartışmalara bırakarak öncelikle uzlaşmanın daha mümkün olduğu konuların ele alınmasını önerdi.
“Önce çözülmesi gerektiği konusunda hemfikir olduğumuz şeylerle başlamamızı ve aynı fikirde olmadığımız şeyleri bir kenara bırakmamızı önermek mantıklı olacaktır, bu da onları gelecekte tekrar gözden geçirebileceğimiz anlamına gelir” dedi.
Atina Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü Panagiotis Tsakonas, Başbakan Kyriakos Mitsotakis hükümetinin ikili ilişkileri geliştirmekle gerçekten ilgilendiğini belirterek, son 50 yılda Yunan yönetimlerinde bu düzeyde bir kararlılığın bulunmadığını ekledi.
Tsakonas, “(mevcut) metodolojiler, güven artırıcı önlemler, düzensiz göçün ele alınmasında işbirliği ve Yunan adalarını ziyaret eden Türklere yönelik vize anlaşmaları ve ‘ikili pozitif gündem’ belirli sonuçlar vermiş gibi görünüyor.” dedi.
Ancak kendisi, bu çabaların atmosferi iyileştirdiğini ancak köklü sorunları çözmeyeceğini vurguladı.
“Ben buna bir tür kontrollü yürüyüş derim. Taraflar ileriye doğru küçük adımlar atma veya aynı yerde kalarak yürüme konusunda anlaştılar” dedi.
“Bu elbette olumlu iklimin iyileştirilmesi açısından iyi bir şey, ancak bunun da belirli sınırları var” dedi.
