Rabih, iki ülke arasındaki ortak ekonomik ve yatırım projelerine dikkat çekti.
“Türkiye bölgede önemli etkiye sahip bölgesel bir güç olarak ortaya çıktığı için Lübnan nüfusunun büyük bir kısmı bu role güveniyor.”
Lübnanlıların, özellikle gelecekteki petrol ve doğalgaz konularında Türkiye’nin eylemlerine uyum sağlamaya çalıştığını belirterek, Türkiye’nin Avrupa ve Lübnan’a gaz ihraç eden başlıca ülkelerden biri olduğunu belirtti.
Rabih, “Türkiye, jeopolitik açıdan merkezi ve kilit bir bölge ülkesidir.” dedi. “Suriye’deki son gelişmeler, özellikle Türkiye’nin buradaki doğrudan nüfuzu bunu açıkça kanıtlıyor.”
“Lübnan şüphesiz bundan etkilenecektir, çünkü Suriye’de kim kazanırsa veya nüfuz sahibi olursa olsun, Lübnan’da da nüfuz sahibi olması gerekir” diye ekledi.
Siyasi aktivist Bahaddin Shahadi, Lübnan Başbakanı Necib Mikati’nin Çarşamba günü Türkiye ziyareti sırasında yaptığı son açıklamalara dikkat çekti.
Mikati’nin sözlerinin, merhum Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin stratejik vizyonundan kaynaklanan tarihi bağları yansıttığını belirtti.
Shahadi, “Bu vizyon, Lübnan ile Türkiye arasındaki işbirliğini her düzeyde, özellikle ekonomik ve siyasi alanlarda güçlendirmeyi amaçlıyor.” diye ekledi.
Mikati’nin açıklamalarının, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının ardından BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının uygulanmasına yönelik devam eden çabalar ve Türkiye’nin ülkeye çok düzeyli desteği açısından önemli olduğunu söyledi.
‘Türkiye Lübnanlı turistler için cennet olarak görülüyor’
Siyasi analist Tony Boulos, Türk ve Lübnan halkının tarihi bağlara bağlı olduğunu belirterek, ticaret ve turizm alanındaki işbirliklerine vurgu yaptı.
Boulos, “Türkiye, Lübnanlı turistler için cennet olarak görülüyor ve onlar için özel bir seyahat destinasyonu olmaya devam ediyor.” dedi.
Lübnan’ın siyasi durumuna da değinen Boulos, çeşitli gruplar arasındaki farklılıklara ve hükümet içindeki anlaşmazlıklara rağmen Lübnan halkının Türkiye ile güçlü ilişkiler sürdürmenin önemi konusunda fikir birliğine sahip olduğuna dikkat çekti.