Esad, parlamentoda oy kullandıktan sonra Şam’da gazetecilere verdiği demeçte, “Toplantı sonuç verecekse veya ülkenin çıkarlarına ulaşacaksa, bunu yapacağım. Ancak sorun… toplantının içeriğinde yatıyor.” Pazartesi günü seçim.
Türk birliklerinin kuzeybatı Suriye’den çekilmesi konusunun ele alınması durumunda böyle bir toplantıya katılacağını belirtti.
Şam’ın Türkiye ile ilişkileri iyileştirmek için girişimlere “olumlu” olduğunu söyleyerek devam etti, ancak ekledi: “Bu, kurallar olmadan (toplantıya) gittiğimiz anlamına gelmiyor.”
Yine Pazartesi günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’nın normalleşme konusunda daha fazla ilerleme sinyali vermesi nedeniyle Türkiye’nin Suriye ile temasının her düzeyde devam ettiğini söyledi.
Cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington’daki NATO Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere ABD gezisinin ardından dönerken, Türkiye ve Suriye’nin iki komşu arasında uzun süredir dondurulan ilişkileri canlandırmak için bir yol haritası belirleyeceklerini ve buna göre adım atacaklarını söyledi.
Erdoğan, geçtiğimiz Pazar günü, Suriye’de 2011 yılında başlayan huzursuzluk nedeniyle ilişkilerin bozulmasından bu yana ilk kez, Türkiye’nin bir zamanlar yakın dostu olan Esad’a resmi davette bulunacağını söyledi.
Daveti, Suriye liderinin geçen ay Şam’ın, “Suriye devletinin tüm toprakları üzerindeki egemenliğine saygı duymaya ve her türlü terörle mücadeleye dayandığı sürece” Türkiye-Suriye ilişkilerini canlandırmaya yönelik tüm girişimlere açık olduğunu söylemesinin ardından geldi.
Esad ayrıca Türk birliklerinin muhaliflerini desteklemesini ve Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG teröristleriyle mücadele etmesini istiyor. Türkiye, Suriye muhalefetinin silahlı kuvvetlerine verdiği desteğin öncelikle, geçmişte PKK’nın birçok sınır ötesi saldırısına maruz kalan Türkiye sınırının hemen ötesinde terörden arındırılmış bir Kuzey Suriye’yi sağlamayı amaçladığını ve Suriye’nin egemenliğine saygı duyduğunu söylüyor.
Şam merkezli rejim ve Ankara, 2023’te Esad’ın ana destekçileri Rusya ve İran’ın sponsorluğunda yapılan görüşmelerle uzlaşma arayışına girdi, ancak şu ana kadar Türkiye ve Suriye rejim bakanlarının toplantıları normalleşme konusunda sağlam bir sonuç üretemedi.
Türkiye-Suriye ilişkileri, 1998 yılında Türkiye’nin Suriye’yi, Türkiye’ye karşı onlarca yıldır yürüttüğü terör kampanyasında on binlerce kişinin ölümünden sorumlu olan terör örgütü PKK’yı desteklemekle suçlamasıyla geriledi.
2011 yılında Suriye iç savaşının başlaması ve sonrasında sayıları 4 milyonu aşan göçmen akını nedeniyle gerginlikler daha da arttı.
İlişkilerin onarılması yönündeki baskılar, Türkiye’nin merkezinde son dönemde Suriyeli mültecileri hedef alan ve onların ev ve işyerlerinin tahrip edilmesine yol açan ayaklanmaların ardından da geldi. Ayaklanmalar, Suriye’nin kuzeyindeki Türk karşıtı saldırılarla birleşen ayaklanmaların daha sonra Türkiye’nin birçok şehrine yayılması nedeniyle daha geniş bir provokasyonun işi olabileceği yönünde şüpheleri tetikledi.