Ankara, İsrail’in geçen Ekim ayından bu yana 43.000’den fazla Filistinliyi öldürdüğü Gazze’de artan insani krizi gerekçe göstererek Mayıs ayında İsrail ile tüm ticareti askıya aldı.
“Silah sevkiyatı devam ettiği sürece İsrail daha saldırgan olacaktır. İsrail’in durdurulmadığı her gün Filistin ve Lübnan’da durum daha da kötüleşiyor” dedi.
İsrail’in saldırılarına karşı atılabilecek somut adımlardan biri, Filistin Eyaleti’nin tanınması için çalışmak, altını çizdi: “İki devletli bir çözüm olmadan, barış ve istikrar bölgeye gelmeyecek.”
“İsrail’e yönelik ticari kısıtlamalar ve yaptırımlar da mücadelenin başka bir biçimi. İsrail’i her alanda köşeye sıkıştıracak ve diplomatik baskıyı artıracak aktif diplomasi de hayati önem taşıyor. İnsanlığın büyük bir sınavının ortasındayız. Bu sınavı geçmek ancak insani yardım ittifakının bir parçası olmakla mümkündür. Aksi takdirde tarih hem İsrail’in yanında duranları hem de zulme sessiz kalanları yargılayacaktır.”
Erdoğan ayrıca Ankara’nın BM nezdinde İsrail’e silah ve mühimmat sevkiyatını engelleme girişiminin 52 ülke ve iki uluslararası kuruluş tarafından desteklendiğini söyledi.
“Geçenlerde BM Genel Kurulu başkanına, Güvenlik Konseyi başkanına ve BM genel sekreterine bu girişimle ilgili bir mektup gönderdik. Riyad’da düzenlenen (Arap-Müslüman ortak) zirvesinde tüm kuruluşların ve Arap Birliği üyelerinin mektubumuzu imzalamaya davet edilmesi kararı alındı. Ülkemizin katliamı durdurmaya yönelik adımları ve insani yardım çalışmaları takdirle karşılandı” diye konuştu.
Türkiye cumhurbaşkanı, zirve sırasında Suudi Crown Prens Muhammed bin Salman da dahil olmak üzere ikili toplantılar yapma fırsatı bulduğunu ve verimli bir toplantı yaptıklarını da vurguladı.
COP29 BM İklim Değişikliği Konferansı sırasında Azerbaycan’ın Bakü kentinde de ikili görüşmelerde bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, bu toplantılarda ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmelerin ele alındığını söyledi.
İklimin kritik sorunları
Erdoğan, Türkiye’nin 2053 sıfır emisyon hedefine ilişkin şunları söyledi: “İklim sorunu dünyanın karşı karşıya olduğu en kritik sorunlardan biridir. Savaşları, çatışmaları, göçü nasıl önemsiyorsak, bu konuya da aynı ciddiyetle yaklaşıyoruz.”
“Türkiye, ilgili bakanlıklarla ne gibi önlemler alabileceğimizi ısrarla tartışıyor. Dünyanın sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde kullanmak, yüzyıllardır geliştirdiğimiz medeniyeti çok daha ileri seviyelere taşımak için önlemler aldık, alıyoruz ve almaya devam edeceğiz.”
“Türkiye bu konuyu önemsiyor ve üzerimize düşeni yapmak için her türlü çabayı gösteriyor. Ancak sadece bizim ya da birkaç ülkenin ortak çabasıyla bu soruna köklü ve kalıcı bir çözüm bulmak mümkün değil.”
İklimle ilgili çabaların yükünü omuzlamak için kolektif eylem çağrısında bulundu.
Erdoğan, “Bazı ülkeler iklim değişikliğiyle mücadeleye tam anlamıyla girişirken, bazıları açgözlülükle gerekli önlemleri almazsa, hatta kirliliği artırırsa bu sorunun üstesinden gelemeyiz” uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin öncülük ettiği Sıfır Atık girişiminin öneminin her geçen gün daha da arttığını, yaygınlaştırılması ve yaşam biçimi haline getirilmesi için çaba sarf edildiğini sözlerine ekledi.
Emine Erdoğan’ın öncülüğünde 2017 yılında başlatılan girişim, iklim değişikliğiyle mücadelede atıkların ortadan kaldırılmasının önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
ABD bağları
Erdoğan, ABD’nin yeni yönetimine ilişkin, Donald Trump’ın Ocak ayında göreve başlamasının Ankara ile Washington arasındaki ilişkileri farklı bir yola sokmaya başlaması yönündeki umudunu dile getirdi.
“Şüphesiz iki ülke arasında fırsatlar her zaman vardır. Temel beklentimiz bu fırsatları değerlendirerek her iki ülkenin de yararına olacak adımların atılmasıdır” dedi.
“Trump yönetimi ekonomiyi ana önceliklerinden biri olarak görüyor. Türkiye, stratejik coğrafi konumu ve genç nüfusuyla yatırım fırsatları sunan bir ülkedir. İki ülke arasında ticaret hacmini artıracak, yatırımları teşvik edecek yeni fırsatlar yaratabiliriz. Özellikle enerji, altyapı ve teknoloji alanlarında yeni işbirlikleri geliştirebiliriz” diye konuştu.
Erdoğan, Başkan seçilen Trump’ın bölge için farklı adımlar atacağı yönündeki umudunu da dile getirdi.
Trump’ın en büyük destekçilerinden ABD’li milyarder Elon Musk ile gelecekte yapılabilecek görüşmelere ilişkin soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye’nin attığı teknolojik atılımlar dünya çapında dikkat çekiyor. Teknoloji tek başınıza ilerleyebileceğiniz bir alan değil; işbirliğine ihtiyacınız var. Bu alanda iş birliği fırsatları ortaya çıkarsa Musk’la birlikte adımlar atılabilir.”
Suriye ile normalleşme
Suriye ile olası bir uzlaşıdan bahseden Erdoğan, Türkiye’nin normalleşmeye yöneldiğini, bunun Suriye topraklarında barış ve istikrarın kapısını açacağına inandığını ifade etti.
Ülkenin güvenliği açısından sınır ötesi operasyonların her zaman gündemde olduğunu söyleyen yetkili, ülke kendisini tehdit altında hissettiğinde bu operasyonları başlatmaya hazır olduğunu ifade etti.
Türkiye, son yıllarda hem Kuzey Suriye’de hem de Kuzey Irak’ta, orada saklanan ve sınırı istikrarsızlaştıran veya Türk topraklarına saldırı planlayan teröristleri hedef alan çok sayıda sınır ötesi operasyon başlattı.
Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı göstererek terörle mücadele etme kararlılığını yineleyen Erdoğan, başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör gruplarının Suriye’nin kuzeyindeki varlığının ülkenin toprak bütünlüğüne de tehdit oluşturduğunu, Suriye hükümetinin bu durumun farkında olduğunu söyledi. Bunun için ülkede yeni bir iklim yaratacak adımların atılması gerekiyor.
Erdoğan ayrıca, Suriye’nin hemen yanındaki “İsrail tehdidinin” masal olmadığını söyleyerek, çevredeki yangınların istikrarsız topraklara hızla yayılabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye, ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak listelenen PKK, Türkiye’ye yönelik 40 yıldır yürüttüğü terör kampanyasında aralarında kadın, çocuk ve bebeklerin de bulunduğu 40 binden fazla kişinin ölümünden sorumlu oldu. YPG, PKK’nın Suriye koludur.
Ankara, Suriye’nin kuzeyinde terör koridorunun oluşmasını önlemek ve bölge sakinlerinin barış içinde yerleşmesini sağlamak amacıyla 2016’dan bu yana üçlü başarılı terörle mücadele operasyonu başlattı: Fırat Kalkanı (2016), Zeytin Dalı (2018) ve Barış Pınarı (2019). ).