Türk Savunma Bakanlığı kaynakları Perşembe günü yaptığı açıklamada, geminin 22 Temmuz’da Türk sularına girmemesi konusunda uyarıldığını ve Türk savaş gemilerinin gemiyi denetlemek üzere bölgeye gönderildiğini söyledi.
Türkiye, Haziran ayında İtalyan tescilli C/S Teliri’nin çalışmaları üzerine, Türk kıta sahanlığındaki faaliyet alanını belirleyen iki seyir teleks’i (Navtex) yayınladı. Rodos ve Girit adaları arasındaki bölge, iki komşu arasında tartışmalı bir bölge içerisinde yer alıyor. Navtex’e ilişkin Türk veya Yunan yetkililerden resmi bir açıklama yapılmadı. Navtex, gemilerin diğer gemileri bir bölgedeki varlıkları ve diğer bilgiler hakkında bilgilendirmesine olanak tanıyan bir deniz iletişim sistemidir.
Türk medyası Haziran ayında, Türkiye’nin güneyindeki bölünmüş Kıbrıs adasında yaşayan Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların son dönemde Türk kıta sahanlığını 10’dan fazla kez ihlal etme girişiminde bulunduğunu ve bu girişimlerin Türk askeri ve diplomatik çabaları tarafından engellendiğini bildirmişti.
C/S Teliri, Mısır, İsrail, Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan arasında yapılan anlaşma kapsamında denizin altına kablolar döşüyor. 24 Haziran’da Türk Navtex’inin yayınlanmasından bir gün önce Rumlar, geminin çalışma alanına ilişkin bir teleks yayınladı. Buna karşılık Türkiye, diğerinin “yetkisiz bir istasyon” tarafından yayınlandığını açıklayan ve söz konusu bölgenin Türkiye kıta sahanlığı içinde olduğunu vurgulayan bir başka yayın yayınladı. Teleks, bunun Kıbrıs Rum yönetiminin hukuka aykırı iddialarını meşrulaştırma girişimi olduğunu ve bunların Türkiye tarafından kabul edilmeyeceğini söyledi. İkinci Navtex ise geminin çalıştığı bölgenin koordinatlarını vererek, Türk sularında olduğunu vurguladı.
Doğu Akdeniz’in en uzun kıtasal kıyı şeridine sahip olan Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetiminin deniz sınırı iddialarını reddederek, bu aşırı iddiaların hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türklerinin egemenlik haklarını ihlal ettiğini vurguladı. Yunanistan ve uluslararası toplumun büyük bir kısmı adadaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) tanımıyor.
Savunma Bakanlığı kaynakları, konunun ilgili makamlarca koordine edildiğini ve geminin, donanma gemileri tarafından Türk kıta sahanlığının dışına çıkartılmadan önce belirlenen koordinatlarda çalışmasına izin verildiğini söyledi. Kaynaklar, Türkiye’nin yayınladığı karşı Navtex’lere dikkat çekerek, Türk Deniz Kuvvetlerinin İtalyan gemisinin operasyonlarını yakından takip ettiğini söyledi. Türkiye’nin, Türkiye’nin deniz sınırlarına ve işbirliğine saygı gösterdikleri için Yunan ve İtalyan yetkililere teşekkür ettiğini söyleyerek başladılar.
Atina’nın, Türkiye’nin itirazlarına rağmen 2024 yılı sonuna kadar Ege ve İyonya Denizleri’nde iki deniz parkı inşa edeceğini açıklamasıyla, Türkiye ile Yunanistan arasında bu baharda suların ikiye bölünmesiyle ilgili anlaşmazlık yeniden gündeme geldi.
Ege’de parkın oluşturulması, Atina’yı jeopolitik bir gündem oluşturmak için çevre sorunlarını istismar etmekle suçlayan Ankara’yı rahatsız etti. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı ise Ankara’nın “açıkça çevre konusunu siyasallaştırdığını” söyledi. NATO müttefikleri, Ege’deki toprak iddiaları da dahil olmak üzere çeşitli konularda onlarca yıldır anlaşmazlığa düşmüş durumda. Mayıs ayında Daily Sabah’a konuşan bir Türk yetkili, Türkiye’nin misilleme olarak bölgedeki kendi deniz parklarının haritasını çizebileceğini ima etti. Yetkili, Yunanistan’ın bu konuda Türkiye’ye danışmadığını ve oldu bittiyi empoze etmeye çalıştığını belirtti.
Düzensiz göçle ilgili anlaşmazlıkların damgasını vurduğu uzun bir gerilim döneminin ardından, Kıbrıs anlaşmazlığı, enerji aramaları ve Ege’deki bölgesel egemenlik, Türkiye ve Yunanistan, ilişkilerinin kırılgan bir şekilde normalleşmesi için güven artırıcı adımlar atıyor ve bu da yeni bir sayfaya geçiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Aralık ayında Atina’ya yaptığı tarihi ziyaretle birlikte. Erdoğan daha sonra Türkiye’de Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’i kabul ederken, iki liderin ABD’de yapılacak NATO zirvesinde tekrar bir araya gelmesi bekleniyor.
Ziyarette taraflar dostluk deklarasyonu, Türk vatandaşlarına Kuzey Ege’deki 10 Yunan adasına yedi güne kadar vize kolaylığı ve Yunanistan’a düzensiz göçmen akışının azaldığını duyurdu.
Her iki taraftaki yetkililer olumlu iklimi sürdürme konusundaki kararlılıklarını dile getirmiş olsa da, sorunlar uzun süredir devam ediyor ve köklü ve her iki taraf da özellikle Türk ve Yunan jetlerinin yakın zamana kadar sık sık çekiştiği Ege’de sürecin türbülanssız olmasını beklemiyor.
Ocak ayının başlarında Ankara ve Atina’nın savaş uçakları için Washington’la ilgili anlaşmalara varması, bölgede yeni çatışmalara ilişkin endişeleri artırdı.
Ankara, komşusunu Türkiye ile silahlanma yarışına girmemesi, özellikle de savaş sonrası anlaşmaları ihlal ederek 1960’lardan bu yana tartışmalı Ege adalarında askeri varlık kurma konusunda defalarca uyardı.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma, geçen hafta iki ülke yetkililerinin Kıbrıs konusunda karşılıklı iğnelemeleri nedeniyle bir kez daha tehlikeye girdi. Yunanistan savunma bakanının Türkiye’yi adada “işgalci” olarak damgalayan sözleri ve sağlık bakanının Ankara’ya savaş uçağı gönderme tehdidi Türk yetkilileri çileden çıkardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan başbakanını savunma bakanını dizginlemeye çağırırken, Türk savunma bakanı Yaşar Güler, Yunanistan sağlık bakanının tehdidini küçümseyerek onu “turist” olarak Türkiye’ye davet etti.
Çarşamba günü son gelişmelere ilişkin “Türkiye, Yunanistan’ın attığı tüm adımları izliyor ve ihtiyaç halinde müdahale ediyor” diyen Erdoğan, Atina ile ilişkilerin iyileştirilmesi yönündeki kararlılığının altını çizdi.