Brüksel’deki AB Konseyi genel merkezinde gerçekleştirilen toplantı yaklaşık iki saat sürdü.
AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu vurgulayarak, olumlu bir gündemde ilerleme kaydetmek istediklerini söyledi.
“AB’nin de benzer olumlu yaklaşımı benimsemesi herkesin çıkarına olacaktır.”
Ankara’nın AB üyelik müzakereleri 2005 yılında başladı ancak 2007’den sonra Kıbrıs sorunu ve birçok üye ülkenin Türkiye’nin üyeliğine karşı siyasi muhalefeti nedeniyle çıkmaza girdi.
Kıbrıs adası, kapsamlı bir çözüme ulaşmak için gösterilen bir dizi diplomatik çabaya rağmen, Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türkler arasında on yıllardır süren bir anlaşmazlığın ortasında kaldı.
1960’ların başında başlayan etnik saldırılar, Kıbrıslı Türkleri güvenlikleri için yerleşim bölgelerine çekilmeye zorladı.
1974 yılında Yunanistan’ın adayı ilhak etmesini amaçlayan Kıbrıs Rum darbesi, Türkiye’nin Kıbrıslı Türkleri zulüm ve şiddetten korumak amacıyla garantör güç olarak askeri müdahalesine yol açtı. Bunun sonucunda 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu.
Kıbrıs Rum yönetimi, Kıbrıslı Rumların BM’nin uzun süredir devam eden anlaşmazlığa son verme planını engellediği yıl olan 2004 yılında Avrupa Birliği’ne kabul edildi.
Türkiye, Kıbrıs adasında egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüye dayalı iki devletli çözümü tamamen desteklemektedir.
Türkiye’yi ‘olumlu kalkınma’ ile buluşmaya davet ediyoruz
Fidan, toplantıya davet edilmesine ilişkin ise, Türkiye’nin bir süredir bu toplantılara davet edilmemesi nedeniyle bunun AB ile bağların canlanması açısından “olumlu bir gelişme” olduğunu söyledi.
“Bugün AB’li meslektaşlarımın neredeyse tamamı Türkiye ile dış politika, güvenlik ve savunma politikaları başta olmak üzere her alanda yapısal ve düzenli diyalog ve istişarelerin sürdürülmesi gerektiğini vurguladılar” dedi.
AB elçileri Fidan’a, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna çatışmasında, Gazze’deki savaşta, Suriye’de, Irak’ta, Orta Doğu’da, Afrika’da ve Güney Kafkasya’da önemli bir rol oynadığını söyledi.
Türkiye ile AB’nin daha yakın ve derin istişarelerde bulunarak ortak politikalar oluşturmasının öneminin altını çizdiler.
Fidan, ilişkilerin ivme kazanması için teknik konularda somut adımların atılması gerektiğini söyledi.
“Öncelikle 2019 yılında askıya alınan yerleşik diyalog mekanizmalarının yeniden faaliyete geçirilmesi gerekiyor. Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin beklentilerimiz devam ediyor.”
Vize Serbestisi Diyaloğu
Fidan, öncelik verdikleri konulardan birinin vize serbestisi olduğunu belirterek, ilgili 66 kriterin karşılandığını, geri kalan 6 kriterin de tamamlanması için ilgili kurumlarla çalıştıklarını ifade etti.
“Vize serbestisi sağlanana kadar vatandaşlarımızın Schengen vizesi başvuru sürecinde yaşadığı zorluk ve engelleri ortadan kaldırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çok girişli ve uzun süreli vizelerin yaygınlaştırılması için AB ve üye ülkelerle temaslarımızı sürdürüyoruz.” eklendi.
Vize Serbestisi Diyaloğu, Türk vatandaşlarının Schengen Bölgesi’nde kısa süreli kalışları sırasında Schengen vizesi zorunluluğunun kaldırılmasını amaçlıyor.
İşlemin tamamlanmasının ardından biyometrik pasaport sahibi tüm Türk vatandaşları Schengen Bölgesi’nde iş, aile ve turistik amaçlı kısa süreli konaklamalarda vizesiz seyahat edebilecek.
Schengen vizesi, İngiltere ve İrlanda dışındaki tüm AB üyesi ülkeler için geçerlidir. İsviçre, Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn AB üyesi olmasa da Schengen sistemine dahildir.
Diyalog, karşılanması gereken koşulların belirtildiği “Türkiye ile vizesiz rejime yönelik yol haritası”na dayalı Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanmasına paralel olarak 16 Aralık 2013 tarihinde başlatıldı. .
Ankara, beş tematik grup halinde düzenlenen yol haritasında sıralanan 72 gereksinimin 66’sını karşıladı.