Blinken, yeni çatışma dalgasının başlamasından bu yana dokuzuncu ziyareti için bu hafta bölgeye döndü. Salı günü Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sissi ile bir araya geldi.
Salı günü erken saatlerde Tel Aviv’den Mısır’a gelen Blinken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, geçen hafta görüşmelerin bir ilerleme sağlanmadan duraklatılmasının ardından ABD’nin iki taraf arasındaki uçurumları daraltmaya yönelik “köprü oluşturma önerisini” kabul ettiğini söyledi. Hamas’ı, daha fazla müzakerenin temeli olarak öneriyi kabul etmeye çağırdı.
Filistin direniş grubu öneriyi kesin olarak reddetmedi ancak daha önce üzerinde anlaşmaya varılan alanlardan geri adım attığını söyledi ve İsrail ile ABD’li müttefikini müzakere sürecini kötü niyetle saptırmakla suçladı. Başkan El-Sisi ile görüştükten sonra Blinken’in, Washington ve Kahire ile birlikte aylardır Gazze görüşmelerine arabuluculuk yapan Doha’ya gitmesi bekleniyor.
Blinken, anlaşmaya yönelik son çabayı “muhtemelen en iyisi, muhtemelen son fırsat” olarak nitelendirdi ve Netanyahu ile görüşmesinin yapıcı olduğunu söyledi. Köprü kurma teklifini kabul etmenin Hamas’ın görevi olduğunu da sözlerine ekledi.
ABD’li yetkililer öneriyi veya önceki versiyonlardan farklılıklarını açıklamadı. Blinken Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Uygulama ve her iki tarafın da taahhütlerini yerine getirmek için ne yapacağının açıkça anlaşılmasını sağlama konusunda sorunlar var.” dedi.
Ancak üst düzey Hamas yetkilisi Osama Hamdan, ABD’nin Netanyahu’nun kabul ettiği köprü oluşturma önerisinin grubun daha önce kabul ettiğinden farklı olması nedeniyle belirsizliklere yol açtığını söyleyerek son gelişmeleri eleştirdi.
Aylarca süren aralıklarla yapılan görüşmelerde aynı konular ele alındı; İsrail, savaşın ancak askeri ve siyasi bir güç olarak Hamas’ın yok edilmesiyle sona erebileceğini söylerken, Hamas da geçici değil, yalnızca kalıcı bir ateşkesi kabul edeceğini söyledi.
İsrail’in Gazze’de, özellikle Mısır sınırında devam eden askeri varlığı, Filistinlilerin bölge içinde serbest dolaşımı ve takasla serbest bırakılacak mahkumların kimliği ve sayısı konusunda anlaşmazlıklar var.
Türkiye, İsrail’in Gazze’deki vahşi saldırısını, kendisinin ve diğerlerinin soykırım anlamına geldiğini şiddetle eleştirmektedir. Aynı zamanda birçok Batılı müttefikini İsrail’e verdikleri destek nedeniyle eleştirdi ve çok ihtiyaç duyulan ateşkesi kolaylaştırmak için defalarca Müslüman birliğine çağrıda bulundu.
Ankara, İsrail’i ateşkes müzakerelerinde Filistinlilerin yapıcı yaklaşımına karşılık vermeye ve uluslararası toplumu Netanyahu hükümetine baskı yapmaya çağırıyor.
Türkiye, kendisini çoğunlukla terör örgütü olarak tanımlayan Batılı ülkelerden farklı olarak, bir direniş hareketi olarak tanımladığı Hamas’ın sadık bir destekçisidir ve abluka altındaki bölgedeki ateşkes çabaları ve insani yardım krizini görüşmek üzere Haniyeh’i birçok kez ağırlamıştır. .
İsrail’in soykırım suçundan Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) yargılanması yönünde Güney Afrika’nın girişimine katılmak için resmi olarak başvuruda bulundu.
Bu ayın başlarında bir hukuk heyeti, Türkiye’nin davaya müdahale etmesi için Dünya Mahkemesi’ne 43 sayfalık bir bildiri sunmuştu.
Hareket, Ankara’nın Gazze’ye yönelik saldırı nedeniyle İsrail’e karşı tedbirleri artırma çabaları kapsamında. Bildirgede İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları ayrıntılarıyla anlatılıyor ve Türkiye’nin davaya katılma gerekçelerine yer veriliyor. Yetkililer bunun UAD’nin içtihatlarına ve mahkemenin İsrail’in Filistin’i işgaline ilişkin tavsiye niteliğindeki kararına uygun olduğunu belirtti.
İsrail ile Türkiye arasındaki gerginlikler de Gazze’deki savaşın başlangıcından bu yana keskin bir şekilde arttı; Ankara Tel Aviv’le ticari bağlarını kesti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Netanyahu’ya defalarca iğneleyici sözler söyledi.
