Yakın gelecekte Suriyeli Beşar Esad ile görüşmesi beklenen Fidan, Türkiye’nin Suriye ile bağlarını onarırken yıllardır desteklediği Suriye muhalefetini terk etmeyeceğini belirtti. İstanbul’da gazetecilere verdiği demeçte, “Suriye muhalefetine karşı tavrımızı değiştirmeyeceğiz. Teröre karşı yaptıkları fedakarlığı unutamayız. Onları yalnız bırakmayacağız.”
Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı Suriyeli mültecileri kovmayacağını ve istedikleri takdirde ülkelerine gönüllü olarak dönebileceklerini söyledi.
Bakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun süredir Orta Doğu’dan Afrika’ya kadar barış vizyonunun peşinde olduğunu, Türkiye’nin “dolaylı veya doğrudan” diyaloga her zaman yer verdiğini ifade etti. Geçmişte Rusya ve İran’ın arabuluculuğunda normalleşme görüşmelerine de katıldığını ancak görüşmelerin durma noktasına geldiğini belirtti.
“Bölgenin barışa ihtiyaç duyduğu bir dönemdeyiz. Barış çağrısı zayıflık değildir” dedi.
Fidan, bunun karmaşık bir süreç olduğunu ve Suriye’nin çok karmaşık bir durumla karşı karşıya olduğunu da söyledi. “Rusya var, sahada İran var. Milisler var, kaçakçılar var, İsrail’in saldırıları var. Çatışmalar değişkenlik gösteriyor. Sadece çıkarlarımızı düşünerek hareket edemeyiz. Suriye’nin neye ihtiyacı olduğunu araştırmamız lazım.”
Fidan, Esad rejimiyle normalleşmenin Türkiye’nin Suriye muhalefetine yönelik tutumunu değiştireceği yönündeki haberleri de yalanladı. “Pozisyonumuzu değiştirmeyeceğiz ama Suriye muhalefeti bu konuda kendi özgür kararını verecektir. Biz ancak yapıcı davranabiliriz. Onları terk etmemiz söz konusu olamaz” dedi.
Fidan, Pazar günü Suudi dışişleri bakanını bir toplantı için karşıladı. Erdoğan tarafından daha önce İstanbul’da kabul edilen iki üst düzey diplomat ortak basın toplantısı düzenleyerek ülkelerinin artan ikili ilişkilerine övgüde bulundu. Toplantının ana teması Filistin-İsrail çatışmasıydı. Çatışmayı çözmek ve acil insani yardım ulaştırmak için küresel diplomatik çabalara birlikte katılan iki adam, adil bir barış sürecine olan desteklerini yineledi.
Türk bakan, Filistin-İsrail ihtilafına ilişkin önceliklerinin açık olduğunu söyledi: İsrail’in ateşkes planının onaylanması, saldırıların sona erdirilmesi ve insani yardıma erişim. “Fakat Netanyahu yönetimi bu konuda adım atıldığında yeni bir katliama girişiyor. İsrailli yetkililerin er ya da geç yaptıklarının hesabını vereceklerini bilmeleri gerekiyor. İsrail’in barışa darbesini kınıyorum.” .
Son haftalarda Hamas’ın barışa yönelik olumlu yaklaşımından bahsetti ancak İsrail’in bu çabaları bozduğundan yakındı. “Netanyahu yönetiminin barışı kabul etmeye niyeti olmadığı açık” dedi. Uluslararası toplumu saldırıları durdurması ve barışı tartışması için İsrail’e baskı yapmaya çağırdı.
.
