Fidan, Perşembe günü bir Yunan gazetesine verdiği röportajda, iki ülkenin gelecek nesillerin refahı için diyalog ve iş birliğini sürdürmesi gerektiğini belirtti. Yunanistan’ın başkentinde mevkidaşı Yorgos Gerapetritis ile bir araya gelecek olan Fidan, gelişen ilişkilere övgüde bulunarak, Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’in kararlılığının iyileşmede önemli rol oynadığını söyledi. “(Mitsotakis ve Erdoğan) ciddi bir halk desteğine sahip, ancak bu destek ilişkileri geliştirme kararlılığını artırıyor” dedi.
Düzensiz göçle ilgili anlaşmazlıkların damgasını vurduğu uzun bir gerilim döneminin ardından, Kıbrıs anlaşmazlığı, enerji aramaları ve Ege’deki bölgesel egemenlik, Türkiye ve Yunanistan, ilişkilerinin kırılgan bir şekilde normalleşmesi için güven artırıcı adımlar atıyor ve bu da yeni bir sayfaya geçiyor. Erdoğan’ın Aralık ayında Atina’ya yaptığı tarihi ziyaretle birlikte. Ziyarette taraflar, dostluk deklarasyonu, Türk vatandaşlarına Kuzey Ege’deki 10 Yunan adasına 7 güne kadar vize kolaylığı ve Yunanistan’a düzensiz göçmen akışının azalmasına yönelik duyuruda bulundu. Her iki taraftaki yetkililer olumlu iklimi sürdürme konusundaki kararlılıklarını dile getirmiş olsa da, sorunlar uzun süredir devam ediyor ve köklü ve her iki taraf da özellikle Türk ve Yunan jetlerinin yakın zamana kadar sık sık çekiştiği Ege’de sürecin türbülanssız olmasını beklemiyor. Ocak ayının başlarında Ankara ve Atina’nın savaş uçakları için Washington’la ilgili anlaşmalara varması, bölgede yeni çatışmalara ilişkin endişeleri artırdı.
Fidan, Türkiye’nin ana misyonunun, bölgesel birliği gerektiren yeni zorlukların olduğu bir dönemde, iki taraf arasındaki tarihi anlaşmazlıkları bir kenara bırakmak olduğunu söyledi. Türkiye’nin vizyonunun Ege Denizi’ni iki ülkeyi bölerek “barış denizine dönüştürmek” olduğunu söyledi. Bakan, yakınlaşmayı eleştirenlerin şunu bilmesi gerektiğini söyledi: Ankara ve Atina’nın ulusal çıkarları ancak dostluk ve işbirliğiyle sağlanabilir. Elbette bunu başarmak için gerçekçi davranmamız ve sorunlarımıza doğru teşhisler koymamız gerekiyor” diye konuştu.
Tek sorunun deniz sınırlarının sınırlandırılması olmadığını söyleyen Fidan, iki ülke arasında iç içe geçmiş pek çok anlaşmazlığın bulunduğunu ifade etti. “Bu sorunları karşılıklı saygı ve işbirliği yoluyla çözmenin zamanı geldi” dedi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis ile ilişkisi sorulduğunda Fidan, gerilimin krize dönüşmesini önlemek için dürüst ve açık diyaloğu sürdürmenin öneminin altını çizdi. “Elbette anlaşamadığımız pek çok önemli konu var. Ancak iletişim kanallarını sürdürmenin faydalarını zaten gördük” dedi.
Yunanistan’ın Ege Denizi’nde deniz parkı inşa etme planına ilişkin Fidan, Türkiye’nin itirazlarına rağmen Türkiye’nin bu konuda Yunanistan ile işbirliğine açık olduğunu ancak çevre koruma konusunun siyasi amaçlarla istismar edilmemesi gerektiğini yineledi. Fidan, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin geleceği konusunda iyimser olmak için pek çok neden bulunduğunu kaydetti.
Onlarca yıldır devam eden Kıbrıs sorununa ilişkin Fidan, “adanın yeniden birleşmesi”nin söz konusu olmadığının ilgili tüm taraflarca anlaşılması gerektiğini, ancak çözüm aranmasının hala mümkün olduğunu, bunun için de bölgedeki gerçeklerin dikkate alınması gerektiğini söyledi. zeminin kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Hem Kıbrıslı Türklerin hem de Rumların refahını, güvenliğini, barışını ve egemenliğini sağlayacak bir vizyona ihtiyaç var” dedi.
Fidan, ilişkileri sıkıntıya sokan bir diğer sorun olan düzensiz göçle mücadeleye ilişkin bir soruyu da yanıtladı. Ankara, Atina’yı sık sık Ege Denizi’ni Türkiye kıyılarından geçen düzensiz göçmenleri geri itmekle suçluyor. Türk bakan, göç yönetiminin son 15 yıldır dış politika gündemine hakim olduğunu belirtti. Hem göçü yönetmek hem de düzensiz göçle mücadele etmek için çaba harcadıklarının altını çizdi. Düzensiz göçle mücadelede öncelikle mevkidaşlarımızdan uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumluluklarını dikkate almalarını bekliyoruz.” dedi. “Bu alandaki işbirliği karşılıklı yararımızadır” diye ekledi.
