Başbakanlık, Geçici Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan’la yaptığı telefon görüşmesinde, Sudan’da barış ve istikrarın sağlanması, toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunması ve ülkenin dış müdahalelere alan olmamasının Türkiye’nin temel ilkeleri olduğunu söyledi. .
Sudan, Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Muhammed Hamdan ‘Hemedti’ Dagalo liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasındaki çatışmalar nedeniyle çıkmaza girmiş durumda.
Türkiye, son yardım gemisiyle 3 bin tonluk yardım malzemesiyle Sudan’a insani yardım gönderiyor.
Suudi Arabistan ve ABD’li arabulucuların aracılık ettiği birçok ateşkes anlaşması şiddeti sona erdirmeyi başaramadı.
13 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kaldı, ülke insani bir krize sürüklendi ve Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü başkanı Pazar günü yaptığı açıklamada 20.000’den fazla insanın öldürüldüğünü söyledi.
Cuma günkü telefon görüşmesi, Sudan hükümetinin Çarşamba günü Birleşik Arap Emirlikleri’ni rakip paramiliter güce silah sağlamak ve 17 aylık savaşı uzatmakla suçlamasıyla geldi.
BAE iddiaları “tamamen yanlış” ve “temelsiz” olarak nitelendirdi ve hükümeti düşmanıyla barış müzakeresini reddetmekle suçladı.
Aralarındaki son çatışma BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında yaşandı. 15 üyesi, rakip güçlerin önemli bir savaş alanı olan Sudan’ın geniş batı Darfur bölgesindeki silah ambargosunun 12 Eylül 2025’e kadar uzatılması yönünde oybirliğiyle oy kullandı.
Sudan Büyükelçisi Al-Harith Mohamed, BAE’yi, RAF olarak bilinen paramiliter Hızlı Destek Güçlerine ağır silahlar, füzeler ve mühimmat sağlamakla ve “altının yasa dışı sömürüsü yoluyla bu savaştan kâr elde etmekle” suçladı.
Sudan elçisi, BAE’ye silah ihracatı politikalarının yeni bir şekilde incelenmesi çağrısında bulundu ve RSF’ye ve paramiliter gücü destekleyen ülkelere yönelik hedefli yaptırımlar uygulanması çağrısında bulundu.
Yanıt vermek için konsey odasına koşan BAE büyükelçisi Mohamed Abushahab, Sudan’ın iddialarını “dikkati Sudan Silahlı Kuvvetlerinin (SAF) başarısızlıklarından başka yöne çevirmeye yönelik alaycı bir girişim” olarak nitelendirdi.
Orduyu “sıfır siyasi cesaret” göstermekle, açlığı bir savaş silahı olarak kullanmakla ve savaşı sona erdirip müzakere masasına gelme çağrılarına kulak vermeyi reddetmekle suçladı.
Erdoğan, görüşmede, bu hafta Somali ile Etiyopya arasındaki anlaşmazlığın çözümüne yönelik Ankara Deklarasyonu’nun bölge barışına nasıl önemli katkı sağladığını da anlattı.
Ankara, son yıllarda Afrika ülkeleriyle neredeyse sekiz kat artan ticareti önemli ölçüde artırdı ve çeşitli ülkelere diplomatik ve askeri destek sağladı.
Erdoğan hükümetinin kıta çapında siyasi bağları, ticareti, yatırımları, kültürel projeleri, güvenlik ve askeri işbirliğini ve kalkınma projelerini geliştirmeye odaklanan özel bir “Afrika girişimi” var.
Uzmanlar, Türkiye’nin “Afrika sorunlarına Afrika çözümleri” ilkesini vurgulayarak, proje geliştirmede yerel hassasiyetlere saygı göstererek kendisini Afrika ülkeleri için güvenilir bir ortak haline getirdiğini iddia ediyor.
