Reuters &
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Kasım’da ABD Başkanı seçilen Donald Trump’tan beklentilerini dile getirerek, Trump’ın İsrail’in Filistin’de devam eden soykırımını ve Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını “sonlandırabileceğine” duyduğu güveni dile getirdi.
Erdoğan, Trump’ın İsrail’e savaşı ‘durdur’ diyeceğini umuyor
Erdoğan, Trump’ın İsrail’e savaş çabalarını “durdurmasını” söyleyeceğini umduğunu belirterek, iyi bir başlangıcın ABD’nin İsrail’e silah desteğini engelleyeceğini öne sürdü.
Resmi açıklamaya göre Erdoğan, Budapeşte’den dönüş uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Trump çatışmaları sona erdirme sözü verdi… Bu sözün yerine getirilmesini ve İsrail’e ‘dur’ denmesini istiyoruz.” dedi.
“Sayın Trump’ın İsrail’e sağlanan silah desteğini kesmesi, İsrail’in Filistin ve Lübnan topraklarındaki saldırganlığını durdurmak için iyi bir başlangıç olabilir” dediği aktarıldı.
Türkiye, İsrail’in Filistin toprakları Gazze ve Lübnan’daki saldırılarını şiddetle eleştirmiş, İsrail ile ticareti durdurmuş ve Dünya Mahkemesi’nde İsrail’e karşı açılan soykırım davasına katılmak için başvuruda bulunmuştur. İsrail soykırım suçlamalarını şiddetle reddediyor.
Trump’ın başkanlığının Orta Doğu bölgesindeki siyasi ve askeri dengeleri ciddi şekilde etkileyeceğini söyleyen Erdoğan, mevcut ABD politikalarının izlenmesinin bölgedeki çıkmazı derinleştireceğini ve çatışmayı yayacağını söyledi.
Trump çözüm odaklı bir yaklaşım benimserse Erdoğan, Ukrayna savaşının kolay sona ereceğini düşünüyor
Türkiye Cumhurbaşkanı’nın 8 Kasım’da yaptığı açıklamada, Trump yönetimindeki ABD yönetiminin çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemesi halinde Ukrayna’daki savaşın kolaylıkla sona erebileceğini söylediği aktarıldı.
Erdoğan, “Konuya çözüm odaklı yaklaşan bir Trump yönetimi görürsek bu savaşı rahatlıkla bitirebiliriz. Daha fazla diyalog, diplomasi, anlaşma, silahın, bombanın, çatışmanın değil, barışın kapısını açacaktır.”
Budapeşte’den dönerken uçakta gazetecilerle yaptığı röportajda, ABD öncülüğündeki Batılı ülkelerin Ukrayna’daki savaşı sona erdirme çabalarının anlaşmazlığın çözümünü hızlandıracağını ekledi.
Trump, kampanya sırasında seçildiği takdirde Ukrayna’ya 24 saat içinde barış getirebileceğini söyledi ancak Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en büyük kara savaşını nasıl sona erdirmeye çalışacağına dair çok az ayrıntı verdi.
Başkan Joe Biden yönetimi, savaş boyunca Ukrayna’ya önemli miktarda ağır silahların yanı sıra geniş güvenlik ve mali yardım şeklinde güçlü bir destek verdi.
NATO üyesi Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklerken, Rusya’nın işgalini kınayarak ve ona askeri destek verirken, savunma, enerji ve turizm alanlarında önemli ilişkiler içinde olduğu Rusya’ya yönelik Batı yaptırımlarına da karşı çıktı.
Mart ayından bu yana Türkiye, Ukrayna’daki savaşın müzakere yoluyla sona erdirilmesi çağrısında bulunuyor ve çatışmanın dünya üzerindeki olumsuz etkisinin hafifletilmesi gerektiğini söyleyerek arabuluculuk teklifinde bulunuyor.
“Biz her iki tarafı aynı masa etrafında buluşturmayı başarmış bir ülkeyiz. Bunu defalarca yaptık, yine yapabiliriz. Bu savaş artık bitmeli. Çabalarımızı barışa odakladık ve odaklamaya devam edeceğiz.” ” dedi Erdoğan.
Erdoğan, NATO liderleri arasında Rusya lideri Vladimir Putin ile düzenli görüşmeler yapan tek kişidir ve 2022’de Moskova ile Kiev arasındaki görüşmelere ev sahipliği yaparak, Türkiye’yi gelecekteki barış görüşmelerinin doğal bir kolaylaştırıcısı olarak konumlandırmıştır.
İlişkilerin sıfırlanmasını bekleyen Erdoğan, Trump’ı Türkiye’ye davet etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca Trump’ı ziyarete davet ederek Türkiye’nin ABD ile gergin bağlarını sıfırlamaya çalıştığını ve gelecek dönem başkanının telefon görüşmesinde Türkiye hakkında çok olumlu konuştuğunu söyledi.
Trump’ın bu haftaki seçim zaferi, NATO üyesi Türkiye’de genel olarak sevinçle karşılandı; piyasalar toparlandı ve bazı yetkililer, ABD’nin yeni ekonomi politikalarına ilişkin beklentiler konusunda temkinli bir iyimserlik içindeydi.
Erdoğan gazetecilere, Trump’ın daveti kabul edeceğini umduğunu söyledi.
Ziyaretin Türkiye ile ABD arasındaki işbirliğini güçlendireceğini ve bir takım konulardaki çatışmaların Washington’un Türkiye ekonomisine zarar veren cezai gümrük vergileri uygulamasına yol açtığı “(Trump’ın) önceki döneminden farklı” bir ilişkiye yol açacağını umduğunu söyledi.
Resmi Türkçe bir açıklamaya göre, 6 Kasım’daki görüşmeyle ilgili olarak Erdoğan, “Sayın Trump ile Elon Musk ve Musk’ın çocuğu da dahil olmak üzere bir aile yemeğindeyken samimi bir görüşme gerçekleştirdik.” dedi.
“Önümüzdeki döneme ilişkin Türkiye hakkında çok güzel şeyler söyledi. Onu ülkemize davet ettik. Umarım kabul eder…”
Erdoğan, Ankara’nın Trump’ın Beyaz Saray’ıyla işbirliğinin bölgesel krizlerin çözümüne de yardımcı olabileceğini söyledi.
Görevden ayrılan ABD Başkanı Joe Biden’ın görev süresi boyunca Türkiye’yi ziyaret etmemesi ve Erdoğan’ın bu yılın başında yapmayı planladığı Beyaz Saray ziyaretinin çok az açıklamayla başarısızlıkla sonuçlanması, ilişkilerin soğukluğunun altını çizdi.
Trump’ın 2017-21 başkanlık döneminde Erdoğan ve Trump’ın kişisel bağları daha yakın olsa da bu dönem aynı zamanda Washington’un Suriye’deki Kürt savaşçılarla ve Ankara’nın Moskova’yla ilişkileri konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle ikili ilişkilerin gergin olduğu bir dönemdi.
Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) bir yetkili Reuters’e verdiği demeçte, Ankara’nın Trump yönetiminden daha esnek olmasını ve özellikle Suriye ve Irak’taki yasadışı Kürdistan İşçi Partisi’ne (PKK) karşı güvenlik ihtiyaçları konusunda anlayışlı olmasını beklediğini söyledi.
Trump’ın ilk dönemi gergin
Trump’ın seçimi kazanmasının ardından Türk lirası haftalar içindeki en güçlü seviyesine ulaşırken, İstanbul hisseleri de XU100’den bu yana %5’ten fazla değer kazandı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 7 Kasım’da yaptığı açıklamada, Trump’ın tüm ithal mallara %10 gümrük vergisi uygulama sözü vermesine rağmen, Trump’ın Türkiye’nin çelik ve tekstil ihracatına yönelik gümrük vergilerini düşürmesini beklediğini söyledi.
Washington’un, Türkiye’nin Rus füze savunma sistemi satın almasına ve bir papaz da dahil olmak üzere ABD vatandaşlarının hapse atılmasına kızdığı dönemde, Trump’ın ilk döneminde Türkiye ile ABD arasında yaşanan çatışmaların etkileri hala devam ediyor.
Türkiye ekonomisi, Trump’ın 2018’de metal ithalatına uyguladığı yüksek tarifeler de dahil olmak üzere, yıllardır artan enflasyonu tetikleyen bir dizi lira para krizinin ilkine katkıda bulunan sıkıntıların en ağırını çekti.
Türkiye’nin, Ankara’nın terörist grup olarak adlandırdığı ancak ABD’nin İslam Devleti’ne karşı müttefiki olan Suriyeli Kürt milislere karşı bir saldırı başlatmasıyla gerilimler 2019’da arttı.
O dönemde Trump, operasyon nedeniyle Türkiye ekonomisini “tamamen yok etmek ve yok etmekle” tehdit etmişti. Erdoğan’a şöyle bir mektup gönderdi: “Binlerce insanın katledilmesinden sorumlu olmak istemezsiniz, ben de Türk ekonomisinin yok edilmesinden sorumlu olmak istemiyorum ve bunu yapacağım.”
Aynı mektupta Trump, Erdoğan’a “sert adam” ya da “aptal” olmaması gerektiğini söylüyordu.
Eski Türk diplomat ve Ekonomi ve Dış Politika Çalışmaları Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen, Ankara’nın kısa vadede Trump’ın zaferinden muhtemelen memnun olacağını ve Biden’ın durgun geçen yıllarından sonra diyaloğu başlatmayı kolaylaştıracağını söyledi.
Ancak İsrail-Filistin çatışması ve Suriye gibi konulardaki daha geniş dış politika farklılıklarının uzun vadede hala çetrefilli hale gelebileceğini de sözlerine ekledi.
“Ankara, Türk-Amerikan ilişkilerini sıfırlamaya yönelik bir gündem yaratmaya çalışacak. Bu, kolaylıkla Trump’ın da katılabileceği daha işlemsel bir ilişkiye dönüşebilir” dedi. Böyle bir ilişkide ABD’nin Türkiye’den beklentisinin ne olacağının açıklığa kavuşturulması gerekiyor.”