134 yıl önce yaşanan trajedi, iki ülke için adeta bir nimetti. Türkiye ve Japonya, Pazartesi günü, Uzak Doğu’ya yaptığı açılış ziyaretinin ardından Osmanlı İmparatorluğu’na dönüş yolunda 1890 yılında Japonya açıklarında batan Ertuğrul Fırkateyni’ni anmıştı.
Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Katsumata Takahiko yıldönümü öncesinde yaptığı açıklamada, “Atalarımızın Osmanlı ve Meiji dönemlerinden bu yana geliştirdiği dostluğu ve iyi niyeti sürdürmeye ve bu mirası gelecek nesillere bırakmaya kararlıyız.” dedi.
Türkiye, Ertuğrul’un izini yeniden canlandırmak amacıyla geçtiğimiz günlerde deniz kuvvetlerine ait TCG Kınalıada korvetini Osmanlı firkateyninin battığı Kuşimoto’ya göndermişti. Korvet bu yaz yolculuğunda birçok Japon limanını ziyaret etti.
Osmanlı Devleti, imparatorluğun kurucusu Osman’ın babasının adını taşıyan Ertuğrul için Japonya gezisini, Japonya Prensi Komatsu’nun imparatorluğun başkenti İstanbul’a ülkesinin ilk resmi ziyaretini gerçekleştirmesinden iki yıl sonra başlattı. Gemi, 609 mürettebatıyla Temmuz 1889’da İstanbul’dan ayrıldı. Mısır, Yemen, Hindistan, Sri Lanka, Singapur, Hong Kong ve birçok Japon şehrinde mola verdikten sonra 11 ay sonra Yokohama’ya ulaştı. Osmanlı heyetine başkanlık eden Osman Paşa, İmparator Meiji tarafından kabul edilerek imparatora Sultan II. Abdülhamid’in mektubu ve madalya takdim etti. Osmanlı heyetinin Japon yetkililerle görüşmesinin ardından 15 Eylül 1890’da firkateyn Japonya’dan ayrıldı.
Tayfunun kötüleştirdiği olumsuz hava koşulları gemi için büyük bir zorluk teşkil etti ve gemi 16 Eylül 1890’da Kushimoto yakınlarındaki kayalara çarptı. Gemideki 69 denizci hayatta kaldı, ancak tekne battığında gemideki 550 kişi öldü. Kushimoto yerlileri hayatta kalanları kurtardı.
Japon elçi, Ertuğrul’un hatırasının dostluklarına yön verdiğini belirterek, Türkiye ile Japonya’nın bu yıl diplomatik ilişkilerin resmi kuruluşunun 100’üncü yıl dönümünü kutladığını vurguladı. Büyükelçi, Ertuğrul’un yıl dönümü öncesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, iki ülke arasında ekonomik kalkınmadan depreme müdahale ve afet yardımına kadar çeşitli alanlarda iş birliğini geliştirmek istediklerini söyledi. Enerji ve iklim değişikliği de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda daha fazla işbirliğini sabırsızlıkla beklediklerini söyledi. “Türkiye ile üçüncü ülkelerdeki iş birliği fırsatlarını da değerlendiriyoruz. Türk ve Japon firmaları Ukrayna’nın altyapısının inşasında iş birliği yapıyor, biz de Afrika gibi başka yerlerde de iş birliği yapmalarını arzu ediyoruz” dedi.
Katsumata, iki ülke arasındaki üst düzey yetkililerin, iş adamlarının ve akademisyenlerin ziyaretlerinin ilişkileri güçlendirdiğini ve daha fazlasının gerçekleşmesini beklediklerini söyledi. Japonya’dan Türkiye’ye son üst düzey ziyaret Ocak ayında Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa tarafından gerçekleştirilmişti. Büyükelçi, her ülkede Japonya Yılı ve Türkiye Yılı ilan edilmesiyle kültürel ilişkilerinin de derinleştiğini söyledi. Japonca’da insanlar arasındaki bağların kalıcı olması anlamına gelen bir kelimeye atıfta bulunarak, “Ülkelerimiz arasındaki bu kizunanın derinleşmesini istiyorum” dedi.
Türk denizcilik tarihçisi Doçent Evren Mercan, Türkiye ile Japonya’nın 19. yüzyılın sonlarında her iki ülkede de reformların yapıldığı bir dönemde birbirlerine yaklaştıklarını söyledi. Mercan, “İki ülkenin de ortak bir rakibi vardı: Rusya” dedi. Mercan, Ertuğrul’un yolculuğunun, Müslüman nüfusun imparatorluğun itibarını artırma ve Osmanlı deniz kuvvetleri akademisinin yeni öğrencilerine denizaşırı eğitim sağlama üzerinde yoğunlaştığı Hint Yarımadası’nda Osmanlı bayrağını dalgalandırmak gibi yan misyonları olduğunu söyledi.