Zeydan Karalar’ın tutukluluğuna ilişkin yürütülen soruşturmada müdafa makamından dikkat çeken açıklamalar geldi. Avukatlar, dosyada “itirafçı” sıfatıyla yer edinen
Kalımlı Nugay
’ın beyanlarının kendi içinde ciddi çelişkiler barındırdığını, ek olarak dava dosyasında birbirinden değişik taslak ifadelerin bulunmasının sual işaretlerini artırdığını dile getirdi.
Tutuklamaya Giden Süreç
Zeydan Karalar hakkında verilen tutuklama sonucuna gerekçe olarak, Kalımlı Nugay’ın ifadesi gösterilmişti. Nugay, beyanında; hakediş ödemelerinin gecikmesi sebebiyle devrin Seyhan Belediye Başkanı olan Karalar ile görüştüğünü, ödemelerin zamanında yapılması karşılığında kendisinden her ay ödeme talep edildiğini öne sürmüştü.
Bu iddialar üstüne müdafa tarafı belediyenin resmi kayıtlarını incelemeye aldı. Avukatlar, hem Seyhan Belediyesi’ne hem de Karalar’ın Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine ilişik ödeme kayıtlarının detaylı şekilde incelendiğini ve hakediş ödemelerinin zamanında yapıldığının açıkça görüldüğünü beyan etti.

İddia Değişti, Müdafa Alınmadı
Savunmaya bakılırsa, resmi kayıtların iddiayı çürütmesi sonrası soruşturmanın yönü değişti. İddianamede, “hakediş ödemelerinin zamanında yapıldığının anlaşılması sebebiyle” bu yöndeki rüşvet iddiasına saygınlık edilmediği açıklandı.
Sadece bu kez değişik bir iddia gündeme taşındı. İddianamede, söz mevzusu ödemelerin “ileride yapılacak ihalelerde avantaj sağlamak amacıyla verildiği” ileri sürüldü. Avukatlar, bu iddianın ne önceki anlatımlarda ne de itirafçının beyanlarında yer aldığını altını çizdi. Savunan taraf, davanın artık hakediş meselesi olmaktan çıktığını ve ileriye dönük ihale iddiasının tamamen varsayıma dayandığını savundu.

Dosyada Üç Ayrı İfade
Savunmanın en çarpıcı iddialarından biri de dosyada yer edinen taslak ifadeler oldu. Avukatlar, Kalımlı Nugay’a ilişik imzalı ifadenin altında iki ayrı taslak metnin bulunduğunu, bu taslakların hem birbirleriyle hem de resmi ifadeyle çeliştiğini belirtti.
Taslaklardan birinde, Nugay’ın belediye işçisi
Özcan Zenger
ile görüştüğü ve paranın bu şahıs tarafınca talep edildiğinin yer almış olduğu; iddianamede ve öteki taslakta ise direkt Zeydan Karalar ile görüşüldüğünün ileri sürüldüğü aktarıldı. Avukatlar, bu taslakların kim tarafınca ve hangi amaçla hazırlandığının belirsiz olduğuna dikkat çekerek, ceza dosyalarında bu tür tutarsız belgelerin olağan olmadığını beyan etti.

Teknik Deliller Tartışması
Müdafa, dosyada teknik delillerin de bulunmadığını savundu. Avukatlar, Karalar’a ilişik HTS kayıtları, baz ve tape kayıtları ile bilirkişi ve MASAK raporlarının dosyada yer almadığını dile getirdi. Soruşturma sürecinde talep edilen bazı telefon kayıtlarının ise savunmaya sunulmadığı, bu mevzuda mahkemeye üç kez dilekçe verildiği açıklandı.

Anayasa Mahkemesi’ne Müracaat
Tutukluluk kararlarının somut delillere dayanmadığını korumak için çaba sarfeden avukatlar, kararların “basmakalıp gerekçelerle” uzatıldığını ileri sürdü. Kaçma şüphesi ya da delilleri karartma ihtimaline dair herhangi bir somut bulgu bulunmadığını vurgulayan savunan taraf, bu gerekçelerle
Anayasa Mahkemesi’ne müracaat yapıldığını
deklare etti.
“Beraat Edeceğine İnanıyoruz”
Açıklamanın sonunda avukatlar, Zeydan Karalar’ın suçsuzluğuna olan inançlarını yineleyerek, dosyada Karalar’a yönelik somut bir kanıt bulunmadığını savundu. Kamuoyunda da geniş bir kesimin bu yönde kanaat taşıdığını belirten müdafa, adil bir yargılama sonucunda beraat sonucu çıkacağına inandıklarını beyan etti.
Muhabir:
Sude Nur Koç
