Müdafa Bakanı Yisrael Katz, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve Donanma Komutanı David Saar Salama, Gazze’de soykırım ve insanlığa karşı kabahat suçlamasıyla karşı karşıya kalan İsrailli yetkililer içinde içeriyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan meydana getirilen açıklamaya bakılırsa, soruşturmada İsrail devlet yetkililerinin Gazze’de meydana gelen “dizgesel soykırım ve insanlığa karşı suçlar” ile Küresel Sumud Filosu’nu hedef alan eylemlerden cezai mesuliyet taşımış olduğu belirlendi.
Savcılık, şüphelilerin şu anda Türkiye’de olmaması ve tutuklanmasının mümkün olmaması sebebiyle, savcının talebi üstüne 7 Kasım 2025’te İstanbul Barış Ceza Hakimliği’nin, Türk Ceza Kanunu’nun soykırım ve insanlığa karşı suçları kapsayan 76 ve 77. maddeleri kapsamında tutuklama sonucu çıkardığını söylemiş oldu.
Yetkililer, soruşturmanın “hassasiyetle ve oldukca yönlü bir halde devam ettiğini” kaydetti.
İstanbul Barosu Başkanı Yasin Şamlı, Cumhuriyet Başsavcılığı’na kabahat duyurusunda bulunulmasının arkasından İstanbul Adliyesi önünde düzenlemiş olduğu basın toplantısında, ateşkes anlaşması imzalamasına karşın İsrail’in Gazze’de soykırım, insanlığa karşı kabahat ve cenk suçları işlemesini kınadı.
Şamlı, İsrail’in eylemlerinin Gazze ile sınırı olan olmadığını belirterek, “İsrail’in terör yapısının” tüm insanlık için tehdit haline geldiğini altını çizdi. İsrail’in yalnızca son iki yılda Lübnan, Suriye, Tunus, İran, Katar, Yemen, Irak, Malta ve Mısır’da saldırılar gerçekleştirdiğini kaydetti.
5 yaşındaki Hind Receb’in vasıta içinde 335 el kurşunla öldürülmesini hatırlatan Şamlı, “Bu fiil, İsrail’in açık bir soykırım yaptığını tüm dünyaya gösteriyor. İsrail korkudan evlatları öldürüyor. İsrail’in saldırmaktan kaçınacağı masum insan yok. İsrail tüm insanlığa tehdittir.”
Baronun daha ilkin Internasyonal Ceza Mahkemesi’ne (ICC) ve BM İnsan Hakları Bürosu’na şikayette bulunduğunu, arkasından ICC’nin soykırımla suçlanan iki İsrailli yetkili için tutuklama emri çıkardığını da sözlerine ekledi.
Şamlı, “Bugün 5 yaşındaki Hind Rajab’ın öldürülmesi, Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’nin bombalanması ve Küresel Sumud Filosu aktivistlerine karşı işlenen suçlarla ilgili yeni bir şikayette bulunduk” dedi.
İsrail’in BM, UCM ve Internasyonal Hakkaniyet Divanı kararlarına karşın suçlarını sürdürdüğünü vurgulayan Şamlı, Türk hukukuna bakılırsa soykırım, insanlığa karşı suçlar ve cenk suçlarının Türk mahkemelerinin yetki alanına girdiğini ve herhangi bir vakit aşımı taşımadığının altını çizdi.
Soykırımın faillerinin bigün hukuk önünde hesap vereceklerini söyleyen Şamlı, Internasyonal Hukukçular Birliği ve İstanbul 2. Barosu’nun “insanlığın vicdanının sesi ve adaletin savunucusu” olmaya devam edeceğini söylemiş oldu.
