Yarışmanın yapılacağı Tayland’daki hazırlık sürecinde Bosch, ülke tanıtımı için istenen toplumsal medya içeriklerini zamanında paylaşmadığı sebebi öne sürülerek yarışma organizatörü tarafınca açıkça eleştirildi. Organizasyon yöneticisi tarafınca hem azca paylaşım yapmakla suçlandı hem de kendisine “aptal” denildi. Ek olarak salonu terk etmesi istendi. Bu duruma tepki olarak öteki yarışmacılar da kısa süreli bir protesto gerçekleştirmiş oldu: Birçoğu salondan çıkarak Meksikalı temsilciye destek verdi.
Yaşananlar, Bosch’u bir feminist simge haline getirdi. Şu sebeple onun bu anlık tepkisi, güzellik yarışmalarında çoğunlukla göz ardı edilen güç, saygınlık ve kadın-özgürlüğü meselelerini sahneye taşıdı. Meydana getirilen baskı ve sözlü tacize karşın Bosch, susmayı reddedip “Bu platform benim elimde; bir tek güzellik için değil, söz hakkı için buradayım” dedi.
ORGANİZATÖR AĞLAYARAK ÖZÜR DİLEDİ
Münakaşanın sonucunda, organizasyon başkanı iki kez resmi özür dilemek mecburiyetinde bırakıldı. Bu, güzellik yarışmaları bağlamında cinsiyetçi pratiklere karşı görülmemiş bir direniş örneği olarak yorumlandı.
Bosch, bununla birlikte öteki bayanlara “onursuz durumu” kabul etmemeleri çağrısında bulunmuş oldu.
Bu eylemleriyle toplumsal medyada viral hale geldi ve hanım hakları açısından yeni bir ikon olarak değerlendirildi.
Netice olarak, bu vaka yalnızca bir yarışma krizi değil; görünürde keyifli bir güzellik etkinliğinin altında yatan sistemsel eşitsizliklerin de kapısını aralayan bir dönüm noktası haline geldi. Fátima Bosch’un sessizliğini bozması, benzer yarışmalarda uzun süredir devam eden ritüelleri sorgulayan geniş bir tartışmayı ateşledi.