Beşşar Esad rejiminin devrilmesinin peşinden Suriye’nin güneyindeki hakimiyetini artıran İsrail, Dürzi gruplar üstünden bölgede kalıcı olma doğrultusunda adımlar atıyor. Golan Tepeleri’nde senelerdir devam eden işgalini de kalıcı hale getiren İsrail’in adımları endişeyle izleniyor. Bölgeden gelen son bilgilere gore ise İsrail, Suriye’nin güneyindeki karakol ve denetim noktalarının sayısını arttırdı. Güvenlik ve terör uzmanı Ünal Atabay, İsrail’in bilhassa tehlikeli sonuç kavşak ve yükseltilere yerleştiğini belirterek, bu adımların iyi mi sonuçlar doğuracağıyla ilgili bilgiler verdi. İsrail’in parçalı bir Suriye istediğini belirten Atabay şunları kaydetti:
1979 senesinde meydana getirilen Camp David Anlaşması’na gore Mısır, Sina’da tam anlamıyla egemen bir devlet değil.
GÜVENLİK KUŞAĞI
“İsrail’in Suriye topraklarında işgal etmiş olduğu alanlardan hiçbir şekilde çıkmak istemediğine dair tek tek emare bu gelişme. İsrail, Suriye’de her geçen gün bu denetim noktalarını artırıyor. Bu da Suriye ile ilgili hedeflerinden vazgeçmediğini gösteriyor. ABD’nin de İsrail’in bu adımlarını desteklediği anlaşılıyor. Zira İsrail’in Suriye’de ABD’ye karşın bu türden girişimlerde bulunma ihtimali düşük. İsrail’in attığı bu adımlar kendi güvenlik doktriniyle de uyumlu. Bu öğreti, İsrail’e yakın çevre ülkelerde güvenlik kuşağı oluşturmayı kapsıyor. Lübnan’da Mitani Nehri’ne kadar olan alanda ve Mısır’da, Süveyş’e kadar olan alanda bunu yapmış oldu. 1979 senesinde meydana getirilen Camp David Anlaşması’na gore Mısır, Sina’da tam anlamıyla egemen bir devlet değil. ABD’nin de desteğiyle bu bölgelerde İsrail’in güvenliği için mekanizmalar oluşturuldu. Şimdi İbrahim Anlaşmaları ile Ürdün’de de benzer bir emek harcama var. Burada da bir güvenlik kuşağı oluşturmayı düşünüyor. Bunun için Batı Şeria’yla ilgili bazı planlar var.”
SU KAYNAKLARINI ALDI
Suriye’de de benzer çalışmaların bulunduğunu belirten Atabay, İsrail’in Suriye’ye dayattığı yeni harita için şunları söylemiş oldu: “Hermon Dağı’ndan Kuneytra’ya kadar alanda bir güvenlik kuşağı projesi var. Golan Tepeleri aslına bakarsan işgal altında. 1974 Anlaşması’nı İsrail tek taraflı olarak askıya aldı. Bunu şimdi daha da ileriye taşıyarak Kuneytra ve Suveyda’ya indiler. Karakol ve yol denetim noktalarıyla Suveyda’ya ilerliyorlar. Golan bölgenin su kaynakları havzası. Ürdün sınırına uzanan barajları da içeren sahada da su kaynaklarını denetim altına almış oluyorlar. İsrail burada kendisine bir güvenlik kuşağı oluşturmak istiyor. Bunun bekçiliğini de kendisine ittifak oluşturacak şekilde Dürzilere verebilirler. Onlara özerk bölge ya da devlet oluşturmak istiyorlar.”
ABD ve İsrail’in doktrini İsrail’e yakın çevre ülkelerde güvenlik kuşağı oluşturmayı kapsıyor.
SDG VE DÜRZİLER
Atabay, İsrail’in ittifak politikasıyla ilgili de şunları kaydetti: “Şimdi bununla ilgili güncel tartışmalarda Dürzilerin bir kısmı İsrail’e yakın bir kısmı Suriye’ye bakıyor deniyordu. Fakat şimdi hepsi İsrail’e bakıyor. Ulusal bir güç oluşturdular; İsrail onlara maaş veriyor. Onlar da çıkarları neredeyse oraya bakıyorlar. İsrail ordusunda Dürziler var, güvenlik bürokrasisinde de varlar. İsrail’i kuruluşunda tinsel olarak bölgeleri olduğu düşünülüyor. Bu şekilde bir bağları var. Bunun da etkisiyle İsrail oradaki enerjisini artırmaya devam ediyor. SDG’nin de Dürzilerle ilişkileri var. Dürziler SDG için model oluşturuyor. İsrail, SDG’yi destekliyor. Alevi bölgesini de, Nusayri bölgesini de destekliyor. Parçalı bir Suriye beklentileri var. SDG’nin yapısına baktığımız vakit entegrasyonla girilecek yola baktığımız vakit parçalı bir Suriye olacak benzer biçimde görünüyor.”
[email protected]
Kaynak: Web Hususi