Ağustos 27, 2024 06:29
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Böyle bir tarzı mı var Tuncay’ın? Hayır, yok. Yıllardır edebinde / adabında bir görüntü veriyordu. Bırak hakareti, keskin çıkışlar bile yapmıyordu.
*
Neden aniden değişti? Neden aniden çirkinleşti?
*
Bu sorunun cevabını vermek için Tuncay Özkan’ın durumuna bakmak gerekir.
İki veri var elimizde:
*
– BİRİNCİ VERİ: Seçim yenilgisinin ardından “kötü adam” haline gelmesi. CHP tabanının nefret ettiği bir isme dönüşmesi.
*
– İKİNCİ VERİ: Kemal Kılıçdaroğlu yenilince onun da yenilmiş sayılması. Siyasi kariyerinin fena halde tökezlemesi.
*
E peki nasıl toparlayacak Tuncay Özkan?
“Atatürk” diyerek mi? Yok artık. Bunu yediremez. Geriye kalıyor Erdoğan’a hakaret etme seçeneği.
*
Uyanıktır Tuncay.
Erdoğan’a hakaret ettiğinde parti içinde kendisinden nefret edenlerin yumuşayacağını bilir. AK Parti tepki gösterecek, o da belli kesimlerden aferini kapacak. Böylece siyasi kariyerini biraz olsun toparlamış olacak. Hesabı budur.
*
Zaten siyasi kariyerleri azıcık tehlikeye giren CHP elitlerinin, her zaman sığındıkları son iki liman vardır:
– BİR: Ver Atatürk coşkusunu.
– İKİ: Bas Erdoğan’a hakareti.
*
Tuncay Özkan, ikinci limandan demir almış görünüyor.
Bakalım yelkenlerini şişirebilecek mi? Bakalım bu kurnazlığını parti tabanına yedirebilecek mi? Bakalım “en kahraman Tuncay” haline dönüşerek siyasi kariyerini toparlayabilecek mi?
HAKKI BULUT’A ACİL ŞİFA DİLEKLERİMLE
KONSERE çıkacakmış, fenalaşmış, hastaneye kaldırılmış. Acil şifa dileklerimi gönderiyorum buradan.
*
Hakkı Bulut denilince üç şey geliyor aklıma:
*
– BİR: Seneler evvel devlet büyüklerimiz, “Arabesk müzik çok acılı, bunu biraz tatlandırmak lazım” dediklerinde “acısız arabesk” işine soyunmuştu Hakkı Bulut. Projenin sonunda ne oldu, pek takip edemedim.
*
– İKİ: Hakkı Bulut’un “İkimiz Bir Fidanın” şarkısını pek severim. Tuhaf biçimde yaşama sevinci verir bana bu şarkı. Üst üste yedi kere dinlediğim bile olmuştur. Hakkı Bulut konseptinin epey ötesine geçebilmiştir.
*
– ÜÇ: “Henüz üç yaşında bir kardeşim var / Seni ondan bile kıskanıyorum.” Bu da işittiğimde tepemin tasını attıran şarkısıdır. En zehir gibi kıskançlığa bile eyvallah ama üç yaşındaki bir bebekten kıskanmak da neyin nesidir hacı?
GÖZÜMÜZ KULAĞIMIZ NARİN’DE
DİYARBAKIR’ın Bağlar ilçesinde sekiz yaşında bir kız çocuğu kayıp.
Herkes Narin’i arıyor.
Herkes Narin için dua ediyor.
*
Ben de herkes gibiyim.
Gözüm kulağım Narin’den gelecek güzel haberde.
Ödüm kopuyor kötü haber alacağız diye.
ŞİMŞEK GİBİYDİ MEHMET ŞİMŞEK
SİLKELEMECİLERE karşı bu kez şimşek gibiydi Mehmet Şimşek.
*
“İstifa edecek” yalanını piyasaya sürenlere karşı…
Hızlı, atak bir tutum aldı. Şimşek gibi çaktı. “Yine beni istifa ettiriyorlar, sakın aldırmayın, bunu başarıya doğru gidişimizin bir işareti olarak alın” tarzı bir açıklama yaptı.
*
Spekülasyonlarla Türk ekonomisini çökertmeye çalışan bu çetelere karşı hep böyle olmalı Mehmet Şimşek.
Ellerini böğründe bırakmalı bu silkeleme çetelerinin.
ZAHİD SOBACI’YA BİN TEŞEKKÜR
“BİR Filistin Günü” diye bir program düzenledi TRT.
Bu programda da “Kutsal İşgal” adlı bir belgeseli sundu kamuoyunun önüne.
*
İşittiğime göre uluslararası çapta, müthiş etkileyici bir belgesel çıkmış ortaya.
İsrail’deki yerleşimcilerin içine sızarak hazırlanmış bu belgesel, “kutsal” olarak görülen ahlaksız işgalin azgınlığını gözler önüne seriyormuş.
En kısa zamanda izleme fırsatını bulurum umarım.
*
Hem bu belgesel için… Hem “Bir Filistin Günü” için… Hem de Filistin’i unutturmama ahdi için…
TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı’ya bin teşekkür.