-Biri bitmeden diğeri başlıyor. Her birinde toplum hop oturup hop kalkıyor.
*
– Sosyal medyada en vahşi, en kanlı görüntüler, sansürsüz biçimde yayılıyor.
*
– Bazı olaylarda infaz sistemindeki sorunlar nedeniyle güvensizlik endişesi daha da büyüyor.
*
– Hepsinden önemlisi: Bu zamana kadar pek alışık olunmayan türde caniliklere tanık olunuyor.
*
Bütün bunlardan çıkan sonuçlar şunlar:
Ahali endişeli. “Güvende değiliz” algısı yerleşmiş durumda. Panik var. Kadınlar biber gazı almaya yöneliyor. Sokakların kadınlar açısından tekinsizliğine inanç büyüyor.
*
Abartılıyor denilebilir, suç oranlarında dramatik artış olmadığı söylenebilir, başka ülkelerden örnekler verilebilir.
Ama bunların bir anlamı olacağını sanmıyorum. Çünkü korku ve panik, topluma sirayet etmiş durumda.
*
Bu noktada en büyük görev İçişleri Bakanlığı’na düşüyor.
*
Toplumu rahatlatmak, paniği dağıtmak, güvensizlik algısını ortadan kaldıracak kararlılık mesajlarını vermek, ilave önlemler almak, alınan bu önlemleri toplumla paylaşmak…
Hepsi ama hepsi İçişleri Bakanlığı’nın görevi.
*
Şu anda toplumun…
Güven duymaya, önlemlerin artırıldığını işitmeye, panikten kurtulmaya, rahatlamaya çok ihtiyacı var.
*
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, özellikle organize suç çetelerine karşı verdiği amansız mücadele nedeniyle toplumun tüm kesimlerinin güvendiği bir bakan.
*
Yerlikaya’nın bugünlerde en önemli konusu şehirlerin güvenliği olmalı.
Bıkmadan, usanmadan, fazla oldu demeden toplumun önüne çıkmalı ve halkımıza seslenmeli.
JOHN MALKOVICH
Eskiden bir filmde John Malkovich varsa…
O filmi mutlaka bulup buluşturup izlemeye çalışırdım.
Bugünlerde
bir filmde John Malkovich varsa…
Yüzüne bile bakmıyorum, anında kaçıyorum.
*
Çünkü John Malkovich, artık ne yazık ki…
Hiç sağına soluna bakmadan, içeriğine hiç bakmadan önüne gelen her projede yer alıyor.
O kadar ki…
Yakında bizim Türk komedilerinde rol almaya başlarsa hiç şaşırmam.
CHP HANGİ ÇİZGİYİ İZLEMELİ: ÖZEL’İ Mİ SERTLİK YANLILARINI MI
Özgür Özel…
Yumuşamadan yana, diyalogdan yana, Cumhurbaşkanlığı makamına saygı göstermekten yana, Türkevi’ne destek vermekten yana, geniş kesimlere açılmaktan yana.
*
CHP içinde buna karşı çıkanlar ise…
Sertlikten yana, tavizsizlikten yana, sürekli laf sokmaktan yana, öfkeli demeçlerden yana, Cumhurbaşkanı’nı oturarak karşılamaktan yana, Türkevi’ne düşmanlıktan yana.
*
Bu iki çizgiden hangisi CHP için yararlı?
*
Eğer CHP, hinterlandını genişletmek istiyorsa, merkezdeki seçmeni kendisine çekmek istiyorsa, AK Parti’den kopan ama AK Parti’den nefret etmeyenleri ürkütmemek istiyorsa…
Özgür Özel çizgisini takip eder.
*
Yok eğer nefret edenleri tatmin etmek istiyorsa, öfkelilerden aferin almak istiyorsa, en küçük bir yumuşama karşısında bile deliye dönenleri dikkate almak istiyorsa…
Özgür Özel çizgisinden hızla uzaklaşır.
Ne zamana kadar deniz
Denize girme sezonu uzadıkça uzuyor:
– Fethiye’de neredeyse kasım sonuna kadar denize girenler var.
– Antalya’da neredeyse aralıkta bile denize giriliyor.
– Denizi serin olan Çeşme’de bile kasımda denize giriliyor.
*
“Sarı yaz” diye tabir edilen yaz ayları, neredeyse kışı bile kapsayacak.
Şikâyetçi değilim ama iklim krizi falan geliyor aklıma.
RECAİ AMCA
Halim selimliğin, inançlı nezaketin, Milli Görüş adabının, müşfik mizacın, temiz üslubun ete kemiğe bürünmüş haliydi Recai Kutan.
*
Vefat etmiş. Allah’tan rahmet diliyorum kendisine.
ÇİRKEFLİĞİN CÜRETİ
Çirkeflik, ırkçılık, ahlaksızlık, saygısızlık hiç bu kadar cüret kazanamadı.
*
– ÖRNEK BİR: Tiyatrocu Talha Ulukaya diye bir adam varmış. Hiç duymamıştım adını. Bu adam, Filistin için yürüyüş yapanların fotoğraflarını kullanıp şöyle yazmış: “Memleketinde neler oluyor ama sen çöl fareleri için yürüyorsun”. Başlarına bir yıldır bombalar yağan, çoluk çocuk katledilen, soykırıma uğrayan bir halka “çöl fareleri” deme cüretine bakın hele.
*
– ÖRNEK İKİ: Ankara’da toplu taşıma aracında bir kadın… Filistin gösterisinden gelip toplu taşıma aracına binenleri görüyor. Sinir oluyor. Öfkesini bastırmak yerine büyük bir cüretle hakaretler yağdırıyor. Gösteriye katılan biri, bu hakaretlere itiraz edince de çirkefleşiyor, olay çıkarıyor.
*
İktidarda Filistin yanlısı bir hükümet var. Düşünün: İktidarda Filistin duyarlılığı olmayan bir hükümet olsa… Bu çirkefliğin kazanacağı cüretin boyutunu.
İZMİR’DEKİ LAĞIM KOKUSU DAYANILMAZ SEVİYEDE
Eyyüp Kadir İnan, AK Parti’nin Gençlik Kolları Başkanı ve İzmir Milletvekili.
Geçen gün buluşup sohbet ettim kendisiyle.
*
“İzmir Körfezi’ndeki sorun büyüyor” dedi. “Bir zamanlar Haliç’te vardı böyle bir sorun. O boyutta mı?” diye sordum. “Daha vahim” dedi.
İnan’a göre İzmir Körfezi’ndeki koku sorunu, artık dayanılmaz noktalara ulaşmış. Her kesimden büyük şikâyet varmış.
*
“Belediye çözemiyorsa hükümet olarak siz çözün” dedim.
İnan’ın buna cevabı şöyle oldu:
*
“Sorun, tabii ki hepimizin sorunu. Ama daha çok İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sorunu. Çünkü başından sonuna kadar sorumluluk onlarda. Yıllarca ilgisiz kaldılar konuya. Sorumluluk duyguları yok. İstiyorlar ki hükümet halletsin. Tamam, bu sorun halledilir de sen niye varsın. İzmir Belediyesi, bu sorunu çözmekle mükellef. Hükümet, bu sorunun çözümüne ancak katkıda bulunabilir. Bilim Kurulu kurulur, tespitler yapılır, idari anlamda gereken ne varsa yapılır. Ama finansı ve çözümü belediye bulmak zorunda.”
*
İnan’ın CHP’li belediyeye tepkisi büyük:
*
“Cumhuriyetçiyim diyorsun, Atatürkçüyüm diyorsun. Yıl 2024. Atatürkçülüğün nihai temsili bu koku mu? İnsanlar lağım kokusuyla beraber yaşıyor. Deniz manzarasının bile bir anlamı kalmadı İzmir’de.”