Adana’nın Seyhan bölgesinde, 22 Şubat’taki Alevi sivil girişimi bir protesto gösterdi ve Esad’ın düşmesinden sonrasında Alevi’yi ve Suriye’deki öteki dini toplulukları hedefleyen insan hakları ihlallerine dikkat çeken bir basın toplantısı düzenledi.
Alevi topluluk liderleri, sivil cemiyet örgütleri, siyasal parti temsilcileri ve birçok katılımcı “8 Aralık’tan beri işkence ve infazlar da dahil olmak suretiyle devam eden sertlik eylemleri” kınadı.
8 Aralık 2024’te Sünni İslamcı Hay’at Tahrir Al-Sham (HTS) ve müttefikleri, senelerce devam eden iç savaştan sonrasında Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ı görevden aldı.
Alevi örgütleri, ulusal ve internasyonal organları “Suriye’deki insanlık dışı uygulamaları sonlandıran” duyuru ederek harekete geçmeye çağırdı.
Alevi Bekhti Federasyonu (ABF) Başkanı Mustafa Aslan, Sektör çatışmalarına karşı birlik çağrısında bulunarak Suriye’nin çeşitli toplulukları içinde barışçıl bir arada bulunmanın önemini altını çizdi.
Alevi liderleri de Türk hükümetini müdahale etmeye çağırdı.
Aslan, Türk hükümetinin hareket etme sorumluluğuna haiz bulunduğunu belirterek, hoşgörüsüzlük ve baskı HTS benzer biçimde cihatçı grupların bulunduğunu belirtti. Ankara’nın Suriye’deki karşıcılık gruplarına geçmiş desteğini eleştirerek mevcut krize bağladı.
Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (Ehdav) başkanı Ali Yeral, Suriye Alevi topluluklarıyla devam eden iletişimi doğruladı ve acılarını yetkililere aktardı.
Ana karşıcılık Cumhuriyetçi Halk Partisi (CHP) milletvekili Müzeyen Şevkin, sertliği Orta Doğu’daki daha geniş enerji çatışmalarına bağladı ve katliamların bölgedeki jeopolitik mücadelelerden ayrı olmadığını ileri sürdü.
Suriye’deki Aleviler bilhassa Suriye kıyısında baskındır ve Sünni ve Şii Müslümanlarından sonrasında ülkenin en büyük üçüncü dini grubunu kabul ettiler. Eski Başkan Esad da bir Alevite.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Beşar Esad’ın düşmesinden sonrasında Alevi topluluklarını hedefleyen bir takım mezhepsel saldırıyı belgeledi. Sohr’a bakılırsa, Ocak ayı sonlarında meydana getirilen askeri operasyonlar minimum 35 kişinin vefat etmesiyle sonuçlandı ve 40 şahıs zorla kayboldu.