Erdoğan, bölünmüş adada egemen eşitliğe ulaşmak için doğru sebebiyle TRNC ile dayanışmayı yineledi. TRNC’den Türkiye’ye döndüğünde gazetecilere konuşan Erdoğan, Türkiye’nin TRNC’ye verdiği desteği yineledi ve ülkenin “er ya da geç egemen eşitlik ve internasyonal statü kazanacağını” söylemiş oldu.
Türkiye, TRNC’nin adadaki bir federasyona muhalefetini destekliyor, bu da geçmişte iki topluluğun adanın işlerinde eşit söz sahibi olması tavsiye edilen bir düşünce. Yunanistan ve Yunanca Kıbrıslar adada bir egemen devleti savunuyorlar.
Çatışma uzun süredir 1964’ten beri adada barışı koruma gücü sakınan BM’nin gündeminde.
1960’ların başlangıcında etnik saldırılar, Kıbrıslı Türkçe’yi güvenlikleri için yerleşimlere çekilmeye zorladı. 1974 senesinde, Yunanistan’ın talibi ilhak etmeyi hedefleyen bir Yunan Kıbrıs darbesi, Türkiye Kıbrıslılarını zulüm ve şiddete karşı korumak için garantör bir güç olarak Türkiye’nin askeri müdahalesine yol açtı. TRNC 1983 senesinde kuruldu. Ada son yıllarda bir açma ve kapama sulh süreci görmüş oldu.
Yunan Kıbrıs İdaresi, aynı yıl Yunanca Kıbrıs’ın BM’nin “Annan Planını” önlemek için BM’nin “Annan Planını” engelledikleri ve tekrardan bir araya gelen bir Kıbrıs’ın AB’ye katılmasını öngören AB’ye girdi.
Erdoğan, BM’nin Cenevre’de adadaki taraflar içinde ev sahipliği yapmış olduğu bir Mart toplantısı ve garantör eyaletlerinin TRNC ve Kıbrıs İdaresi arasındaki çeşitli alanlarda işbirliğinin yolunu açtığını ve Ankara’nın mevzuyla ilgili yapıcı bir rol oynayacağını belirtti.
“Anavatan Türkiye devamlı TRNC ile duracak ve dayanışmamız sonsuza dek sürecek. İçtenlikle adil, kalıcı, sürdürülebilir ve gerçekçi bir çözüm istiyoruz” dedi. “Bölgemizdeki gelişmeler, bu gerçekliğin şimdi kabul edilmesi icap ettiğini gösteriyor. Her insanın adanın iki halk ve iki devlete ev sahipliği yaptığını kabul etmesinin zamanı geldi. Anavatan ve garantör devlet olarak, Türk Kıbrısına desteğimiz, Türk Kıbrıslı insanoğlu, Türk dünyasının, Turkik dünyamızın, istedikleri noktaya ulaşacak, dediklerine ulaşacaklar, söylenecek, söylenecekler.
Cumartesi günü, TRNC Başkanı Ersin Tatar, 1970’lerde Yunan Kıbrıs arazilerini atmaya atıfta bulunarak Türkiye ile “Zamanı Yazdığımız” ile tahvilleri yeniden teyit etti. “Buradaki sulh içinde Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) çabalarına borçluyuz. Cenup Kıbrıs (Yunan Kıbrısları) ve diğerlerinin adada başka tasarımlara haiz olabileceğini, sadece anavatanımızla beraber TRNC’yi taşıyacağız” dedi.
Kıbrıslı Türkler, bir ikidizim federasyonu da dahil olmak suretiyle geçmişte tavizlere açık olmasına karşın, toplumun haklarını sakınan bir yaklaşım izlediler. 2020’de seçilen Tatar altında, devlet daha şahin bir ton benimsedi ve egemen eşitlik ve adadaki iki devletli çözümde ısrar etti. TRNC, soruya adil, kalıcı ve kalıcı bir çözüm için Yunan Kıbrıs topluluğu ile görüşmelere devam etme öncelikleri olarak internasyonal cemiyet tarafınca egemen eşitliğin ve eşit internasyonal statünün tanınmasını görüyor. Tatar ve Erdoğan bu görüşü internasyonal platformlarda, bilhassa BM’de yineledi.
Yunan Ortodoks Başpiskoposunun kısa sürede Türkiye Kıbrısları hedefleyen kışkırtıcı açıklamalar yapmış olduğu ve Türk karşıtı bir terörist grubun kurulmasını sağlamış olduğu Cenup Kıbrıs’taki gelişmelerle ilgili bir suali cevaplayan Erdoğan, tarihin “derslerini öğrenmeyenler” için tekrarlayacağını söylemiş oldu. Erdoğan, “Kıbrıs’ta sulh diline zarar veren herhangi bir açıklamayı şiddetle kınıyorum” dedi. Başkan, Kıbrıs adasında sulh ve güvenlik için ellerinden geleni yaptıklarını ve bunu hayata geçirmeye devam edeceklerini söylemiş oldu.
“TRNC’nin hakları ve çıkarlarının bizimkiyle aynı olmayacağı gerçeği değişmeyecek. Adada barışı bozan yada burada hassasiyetleri inciten herhangi bir yaklaşıma, terörizme başvurmayı amaçlayanlar, Türklere başvuranlar, türkinin varlığını görmezden gelenler, türkten daha iyi bir halde ortaya çıkacağını bilmelidir. Adanın geleceği için, Türkiye’nin eski TRNC’si değil.
Dünya İsrail’den daha büyük
Erdoğan ek olarak İsrail’in Gazze ve ötesindeki saldırıları hakkında da yorum yapmış oldu. Dünyanın kesinlikle “İsrail’den daha büyük” bulunduğunu ve bölgedeki “İsrail’in niçin olduğu ateş topunu söndürmek” için harekete geçmesi icap ettiğini söylemiş oldu.
İsrail’in Filistinlileri bombalar ve ağır silahlarla yenemediğini ve Filistinlileri yiyecek ve tıptan yoksun bırakarak hayata geçirmeye çalıştığını söylemiş oldu. “Yiyecekleri, temiz su ve ilaçları silahlandırıyorlar. Bir sessizlik döngüsü görüyoruz. Öldürüyorlar, kırım insanlara, egemen durumlara saldırıyorlar, internasyonal ajansların personelini öldürüyorlar, mütevazi görüşte soykırım taahhüt ediyorlar ve bu sessizlik döngüsü sona erecek. Aksi takdirde, oldukca geç olacak ve İsrail’in saldırılarının yüzünde sessiz kalanlar, İsrail’in yüzünde sessiz kalacaklar, İsrail’in yüzünde kalmayacakları için, anlaşılmayacaklar. Bigün hakkaniyet yargı sürecek ”dedi.
Erdoğan ek olarak Malta civarlarındaki Gazze için bir yardım gemisini hedefleyen yeni bir drone saldırısı hakkında konuştu ve bunu “haydutluk ve korsan” olarak nitelendirdi. “İsrail internasyonal hukuk için en büyük çekince. Internasyonal hukuka aykırı bir alışkanlık yaptılar. Dünya geminin insani yardım taşıdığını ve internasyonal denizcilik yasalarına uygun hareket ettiğini biliyor” dedi.
Ek olarak İsrail ve Türkiye arasındaki gerilimler hakkında yorum yapmış oldu ve İsrail’in Türkiye’ye karşı atmayı organize ettiği adımları yakından izlediklerini altını çizdi. İsrail’in Türkiye’nin bölgesel tesiri ve kazançlarından rahatsız bulunduğunu belirtti. İsrail’in Türkiye’nin Türkiye dostu bir yönetimin şu anda iktidarda olduğu ve Türkiye’yi korkutmayı amaçlayan bu saldırıların İsrail’in adımlarının sulh ve güvenliği tehdit ettiğini söylemiş oldu.
“İsrail ile tüm ticari bağları kestik şu sebeple arkadaşlarımızın düşmanımızın düşmanımız bulunduğunu biliyoruz. İsrail’den insanlığı bekleyemezsiniz. Kendi geleceği ”dedi.
Erdoğan, İsrail’in Suriye’deki bazı grupları yeni bir çatışmanın yolunu açmaya teşvik ettiğini ve İsrail tarafınca geçmişte harekete geçmesi için kışkırtılan her insanın sonrasında pişman bulunduğunu da sözlerine ekledi. “İsrail bir tek kendini düşünüyor. Şimdi, hepimiz birlik ve bölgesel bütünlüğe dayalı yeni bir Suriye inşa etmek için çalışmalıdır. İsrail’in provokasyonu bir tek kan, gözyaşı ve ölüm vaat ediyor. Birleşik bir Suriye müreffeh bir gelecek anlamına geliyor. Komşumuz Suriye’nin başka bir çatışmaya girmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Cuma günü, İsrail ordusu Suriye başkentindeki başkanlık sarayının yakınında bir hava saldırısı yapmış oldu. İsrail yetkilileri, grevin Cenup Şam civarlarındaki silahlı grupların varlığına ve Druze topluluğuna yönelik herhangi bir potansiyel tehdide karşı bir ileti bulunduğunu iddia etti. Grevin zamanlaması, önde gelen Druze topluluk liderlerinin Suriye’nin birliğine olan bağlılıklarını tekrardan teyit eden ve herhangi bir bölünme yada ayrılıkçılığı reddeden bir video yayınlamasından saatler sonrasında bilhassa kışkırtıcı olarak görülüyor. Gözlemciler, grevin müdahaleyi haklı çıkarmak ve parçalanmayı zorlamak için bilhassa Druze topluluğunda mezhepsel bölümlerden yararlanmaya çalıştığını söylemiş oldu.