Erdoğan, Pazartesi günü erken saatlerde Ankara’ya gelen Karadağlı mevkidaşı Jakov Milatoviç ile ortak basın toplantısında konuşuyordu.
Ankara’nın, Suriye halkının meşru talepleri ve anlaşmaya dayalı olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını ve Suriye’deki istikrarsızlığa son verilmesini umduğunu kaydetti.
Erdoğan, Ankara’nın bölgedeki “yangını söndürmek” için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu belirterek, Türkiye’nin bölgesel istikrar ve barışı sağlama konusundaki kararlılığını yineledi.
“Ülkemizin milli güvenlik çıkarları kapsamında süreci her anıyla sahada takip ediyor, farklı olayların yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri alıyoruz.”
Resmi törenin ardından iki lider ikili ve heyet düzeyinde görüşmelerde bulundu.
Ankara, on yılı aşkın bir süre önce Esad rejiminin muhalif protestoları şiddetle bastırmasına ve bağları koparmasına kesin bir şekilde karşı çıksa da ülkenin toprak bütünlüğünü destekliyor. Türkiye, 2011’de çatışmaların artmasıyla birlikte güney komşusundan büyük bir mülteci akışıyla karşı karşıya kaldı ve kendisini yeni gelişen bir terör grubunun hedefi olarak buldu: YPG ya da PKK’nın Suriye kanadı, o zamandan bu yana terör saldırılarında Türkiye’de binlerce cana mal oldu. 1980’ler. YPG, Suriye’nin kuzeydoğusundaki bazı bölgeleri kontrol ediyor.
Türk yetkililer defalarca Ankara’nın Suriye’de istikrar ve sükunete öncelik verdiğini söyledi.
Ankara, Tel Rıfat’ı PKK/YPG’den alan Suriyeli muhalif güçlere destek verirken, Halep’e ilerlemeyi sağlayan Hayat Tahrir el Şam da terör örgütü olarak kabul ediliyor.
Her ne kadar İsrail’in bölgede artan saldırganlığı Suriye’de İran yanlısı unsurların bulunduğu bölgelere kadar ulaşmış olsa da, İran huzursuzluk başladığından beri Esad rejimini özellikle askeri açıdan kararlı bir şekilde destekledi.