Serim geçen hafta diplomatlardan oluşan bir heyetle Doha’yı ziyaret etmişti. Ziyaretinden ve güncel uluslararası gelişmelerden bahsetti.
Katar yetkilileri tarafından gösterilen misafirperverliğe yaptığı için minnettarlığını dile getirdi ve Mart ayından bu yana Gazze’ye insani yardım konusunda Katar Uluslararası İşbirliği Devlet Bakanı Lolwah Rashid Al-Khater ile düzenli olarak temas kurduğunu belirtti. “Krizin başlangıcından bu yana Gazze’ye yapılan yardımların önemli bir kısmından Türkiye ve Katar sorumludur” dedi.
İki ülke arasındaki ilişkinin “kardeşlik” duyguları üzerine kurulduğunu ve her alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini kaydetti. İki ülke arasında temasın sürekli olduğunu vurgulayan Serim, karşılıklı üst düzey ziyaret ve toplantılara değindi.
Serim, Gazze’deki katliamları kınayarak, bu konuda bölge ülkeleriyle iş birliğinin artırılmasının önemine vurgu yaptı. Dünyanın “Gazze’deki baskı karşısında sessizlik olmayacağını” ve “Filistin davası her zaman ortak zemimiz olmuştur. Asla Filistinli kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız.” Serim, Gazze’de akan kanın durdurulması ve çatışmanın Lübnan’a ve tüm bölgeye yayılmasının önlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. BM Güvenlik Konseyi’nin 10 Haziran’da Gazze’de ateşkes planını onaylayan kararı onaylamasının, buradaki katliamın sona ermesi yönünde önemli bir adım olduğunu söyledi. Kendisi aynı zamanda Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in güneydeki Refah kentine yönelik saldırılarını durdurması ve Refah sınır kapısını insani yardım için açması yönündeki kararını da memnuniyetle karşılayarak, Filistin’e verilen desteğin devam ettiğini teyit etti. Serim, İsrail işgaline son verilmesi ve iki devletli çözüme yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı, arabuluculuk çabalarına övgüde bulundu ve bu çabalara katkıların devam ettiğini doğruladı. Devlet sahibi olmanın Filistin halkının en doğal hakkı olduğunu sözlerine ekledi.