Fidan, Suudi devletine ait bir habere verdiği röportajda, “Bu trajediden ders almaz ve krize iki devletli çözüm aramazsak, bu son Gazze savaşı olmayacak. Başka savaşlar ve daha fazla gözyaşı bizi bekleyecek.” dedi. yayıncı Al-Arabiya.
Fidan, Riyad merkezli kanala yaptığı açıklamada, “İsrail’i 1967 sınırlarını kabul etmeye çağırmalıyız. Sadece Hamas değil, tüm Filistinliler 1967 sınırlarına dayalı bir Filistin devletinin kurulması konusunda hemfikirdir” dedi.
“İsrail toprak çalmaya devam ediyor ve bunu gizlemek için Hamas’ı bahane ediyor. Herkese ‘Gazze’ye bakın!’ diyor. Fidan, bir yandan da Batı Şeria’da toprak çalmaya devam ediyor. Uluslararası toplumun uyanması ve bu ikiyüzlülüğü görmesi gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin önceliğinin Gazze’de ateşkes sağlamak olduğunu ve Katar ile konuyla ilgili yakın temas halinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Fidan, “Bir yandan insani yardımın girişini sağlamaya çalışırken, diğer yandan stratejik ve kalıcı çözüm olarak gördüğümüz iki devletli çözüm için uluslararası sistemi harekete geçirmeye çalışıyoruz.” söz konusu.
Mısır ve Katar’ın ateşkes sağlama çabalarını desteklediğini ve şimdiye kadar sonuç eksikliğinin müzakere sürecinin başarısız olduğu anlamına gelmediğini söyledi.
İsrail’in bir anlaşmaya veya uzlaşmaya varmak konusunda isteksiz olduğunu da sözlerine, “Bunun zor bir sorun olduğunu kabul etmeliyiz” dedi.
İsrail’in ‘ikiyüzlülüğü’
Türkiye’nin Hamas da dahil olmak üzere Filistin tarafına olası tüm desteği sağladığını vurgulayan Ankara’nın “müzakerelere olumlu ve yapıcı katkılar sunmaya hazır olduğunu” ifade ettiğini söyledi.
Fidan, uluslararası topluma ateşkes ve iki devletli çözüm konusunda harekete geçme çağrısında bulunarak, “Türkiye olarak çalışmalarımızı özellikle bu iki konuya yoğunlaştırdık.”
Ankara, çatışmanın başladığı 7 Ekim’den bu yana İsrail’i yüksek sesle eleştirdi ve Filistin davasının sadık bir savunucusu oldu. İsrail’i Gazze’de savaş suçları ve soykırım yapmakla suçladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Hamas’ı özgürlük savaşçıları olarak nitelendirdi.
Türkiye ayrıca, birçok Filistinli yetkilinin memnuniyetle karşıladığı, çatışmaya yönelik bir garantörlük modeli de uygulamaya koydu.
Fidan, “Aslında İsrail, kendi amaç ve niyetlerini gizlemek için Hamas’ı sürekli bir öcü olarak kullanıyor” diye konuştu. “Hamas’ı uluslararası topluma müzakereye yanaşmayan, radikal, irrasyonel bir örgüt olarak sunuyor. Bunu yaparak İsrail, gerçek hedeflerini ve niyetlerini halktan saklamaya çalışıyor.”
Gazze Şeridi’nde İsrailli rehinelerin tutulmasına ilişkin Fidan, bunun “insani bir durum” olduğunu söyledi.
“Bu konuda çok hassasız. Cumhurbaşkanımız rehinelerle ilgili kendisine gelen taleplere şefkatle yaklaşıyor. İstihbarat teşkilatlarımıza ve bize (Dışişleri Bakanlığına) gerekli çalışmayı yapmamız talimatını verdi” dedi.
“Bu konuyla ilgili İsrail’le temaslarımız var. İsraillilerin, hatta diğer ülkelerin taleplerini Hamas’a iletiyoruz. Yani özellikle rehinelerin serbest bırakılması konusunda temaslarımız devam ediyor.”
Yayılma riski
Fidan, bölgesel rakipler İran ile İsrail arasındaki gerilimin daha büyük bir savaşa dönüşebileceği konusunda uyardı. Fidan, “Şu an durum sakin görünse de bu potansiyel her zaman var” uyarısında bulundu.
Geçtiğimiz ay İsrail’in Şam’daki İran Büyükelçiliği’ni yerle bir etmesi ve uluslararası itidal çağrılarına yol açmasının ardından İsrail ve İran, füze ve insansız hava aracı saldırıları düzenledi.
İsrail, Hamas’ın önderlik ettiği ve yaklaşık 1.200 kişinin ölümüne yol açan sınır ötesi saldırıya misilleme olarak Gazze Şeridi’ne acımasız bir askeri saldırı düzenledi.
Filistin sağlık otoritelerine göre o zamandan beri Gazze’de büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 34.700 Filistinli öldürüldü ve 78.000 kişi de yaralandı.
BM’ye göre, İsrail savaşının başlamasından neredeyse yedi ay sonra, Gazze’nin büyük bir kısmı harabeye döndü ve BM’ye göre, bölge nüfusunun %85’i, felç edici bir gıda, temiz su ve ilaç ablukası nedeniyle ülke içinde yerinden edilmeye zorlandı.
İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) soykırımla suçlanıyor. Ocak ayında alınan geçici kararda, İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığının “makul” olduğu belirtildi ve Tel Aviv’e “soykırım eylemlerini” durdurması ve Gazze’deki sivillere insani yardım sağlanmasını garanti altına alacak önlemler alması talimatı verildi.
Türkiye geçen hafta Nikaragua ve Kolombiya’nın yanı sıra Güney Afrika’nın açtığı davaya katılacağını açıklamıştı.
Bir Türk parlamento yetkilisi, resmi başvuru taslağının yolda olduğunu doğrulayarak, “Türkiye, UAD’nin uluslararası hukukun istisnasız herkese eşit uygulanması gerektiği ilkesine göre hareket etmesini umuyor.” dedi.
Diğer birçok ülkenin yanı sıra, Türk hukuk uzmanlarından oluşan bir ekip de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC) İsrail’in Gazze’deki savaş suçlarını ve insan hakları ihlallerini soruşturması ve mahkemenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için tutuklama emri çıkartması için çalışıyor. .
İsrail, mahkemenin bir üyesi olmadığı için Lahey’in yargı yetkisini tanımıyor, ancak tutuklama emri, çoğu Avrupa ülkesi, Japonya ve Avustralya da dahil olmak üzere ICC üyesi olan 120’den fazla ülkede bağlayıcı olacak ve Netanyahu’nun seyahat etmesini veya risk alma riskini ortadan kaldıracak. gözaltı.
