Merkel, mirasının günümüzün krizleri ışığında ateş altında olduğu yeni anı kitabı “Özgürlük”te, iktidarda olduğu 16 yıl boyunca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Donald Trump gibi dünya liderleriyle olan etkileşimlerini ayrıntılarıyla anlatıyor.
Merkel, Türkiye’nin Avrupa’ya ana geçiş rotasını oluşturması ve o dönemde mülteci krizini büyük ölçüde tetikleyen Suriye krizi nedeniyle Erdoğan hükümetiyle Ege üzerinden göçmen hareketlerini yönetmek için müzakere etmekten kaçınmanın bir yanılsama olacağını savunuyor.
Ekim 2015’te, bir anlaşmaya varılmadan önce, eski şansölye, Osmanlı döneminden kalma görkemli bir kraliyet ikametgahı olan Yıldız Sarayı’nda Erdoğan ile bir toplantı yaptı ve bu toplantı, Alman kamuoyundan, özellikle yaldızlı koltuklar nedeniyle, optikleri nedeniyle çok sert eleştiriler aldı.
Merkel, “İstanbul ziyaretim, en azından iki sandalye veya daha doğrusu altın tahtlar nedeniyle sert bir şekilde eleştirildi” diye yazdı.
“Birine Erdoğan oturdu, diğerine ben oturdum. Sadece fotoğraf çekimi için değil, tüm konuşmamız boyunca yanlarında oturmadık. Tek düşündüğüm şuydu: Vay, şunlara bak!”
“Daha sonra, daha fazla mülteciyi uzak tutmak amacıyla Türkiye ile bir anlaşma sağlamak için kendimi onun önünde yere atmam önerildi” diye ekledi.
Merkel, bu tür eleştirilerin “haksız ve kısmen de doğru olmadığını” söyleyerek, Almanya’da hem sağdan hem de soldan, Avrupa Birliği’ne yönelen insan sayısını kalıcı olarak azaltmak için “elinden gelen her şeyi yapması” yönündeki baskıya dikkat çekti. Türkiye.
Merkel, “Bu çok saçmaydı” diye yazdı. “Haritaya ve Ege’deki gerçeklere şöyle bir bakmak, gelişmeleri ancak Türkiye ile işbirliği içinde organize edip yönetmenin mümkün olduğunu ve bunun acilen yapılması gerektiğini görmek için yeterliydi.”
Merkel, “Bu nedenle Türk cumhurbaşkanıyla müzakere ettim ve bunu yaparken Erdoğan’ın sadece mülteci politikası açısından değil, tüm siyasi yelpazede hareket edebilen bir politikacı olarak deneyimlemesini sağladım” diyor.
İki lider anlaşmaya vardığında Erdoğan’ın “çok dost canlısı olduğunu ve bana ‘sevgili dostum’ dediğini” hatırlıyor.
Türkiye ve AB, Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana gördüğü en kötü göç krizini azaltmak için Mart 2016’da bir anlaşmaya vardı: Yunan adalarına yasa dışı yollardan gelen her göçmen, Yunanistan-Türkiye geri kabul anlaşması uyarınca Türkiye’ye geri gönderilecekti. Buna karşılık, Yunan adalarından Türkiye’ye gönderilen her Suriyeliye karşılık, bir başka Suriyeli de Türkiye’den doğrudan Avrupa Birliği’ne yerleştirilecek.
Ancak Türkiye, Yunanistan ile Ege Denizi konusunda yaşanan gerginlikleri gerekçe göstererek 2018 yılında geri kabul anlaşmasını askıya almıştı.