2-3 Kasım’da yapılması planlanan toplantıda, 2021’de düzenlenen önceki konferansın sonuçları değerlendirilecek ve daha derin iş birliğine yönelik potansiyel yollar araştırılacak.
Zirveye Moritanya, Angola, Kongo Cumhuriyeti, Gana, Komorlar Birliği, Güney Sudan, Çad, Cibuti, Ekvator Ginesi, Libya, Nijerya, Zimbabve, Zambiya ve Mısır’ın da aralarında bulunduğu 14 Afrika ülkesinden temsilcilerin katılması bekleniyor.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, konferansın sonunda ortak bir bildiri ve “2022-2024 Ortak Uygulama Raporu”nun kabul edileceğini belirtti.
Cibuti toplantısı, Türkiye’nin Afrika kıtasındaki varlığını ve nüfuzunu artırmasıyla gerçekleşti. Ankara, son yıllarda Afrika ülkeleriyle neredeyse sekiz kat artan ticareti önemli ölçüde artırdı ve çeşitli ülkelere diplomatik ve askeri destek sağladı.
Bu stratejik girişim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kıta çapında siyasi bağların, ticaretin, yatırımların, kültürel projelerin, güvenlik ve askeri işbirliğinin ve kalkınma projelerinin iyileştirilmesine odaklanan Afrika girişimiyle uyumlu. Uzmanlar, “Afrika sorunlarına Afrika çözümleri” ilkesini vurgulayan Türkiye’nin, proje geliştirmede yerel hassasiyetlere saygı göstererek kendisini Afrika ülkeleri için güvenilir bir ortak olarak kanıtladığını iddia ediyor.
Somali ile Etiyopya arasında, Somaliland’dan kiralanan bir sahil şeridini içeren çekişmeli bir anlaşma nedeniyle yaşanan gerilimleri çözmeye yönelik Türkiye’nin arabuluculuk çabaları sürerken, Cibuti toplantısı, Batı Afrika’nın artan terörizmle boğuştuğu bir dönemde işbirliğini sağlamlaştırmayı amaçlıyor. Yetkililer, taraflar arasındaki güven eksikliği nedeniyle arabuluculuk çabalarının zorluklarla karşılaştığını belirtirken, Ankara yakın gelecekte olumlu gelişmeler yaşanacağı konusunda umutlu olmaya devam ediyor.
Türkiye, son günlerde, Temmuz ayında petrol ve gazla ilgili benzer bir anlaşmanın ardından Nijer ile madencilik odaklı bir işbirliği anlaşması da dahil olmak üzere Afrika ülkeleriyle ekonomik bağlarını güçlendirdi. Türk yetkililer, Türkiye Maden Tetkik ve Arama Kurumu’nun (MTA), yerel güvenlik güçleri tarafından korunan projelerle Nijer’deki üç maden sahasında altın üretimine başlayacağını belirtti. Bu, Afrika’da nüfuz sahibi olmak için Fransa, Rusya ve Çin gibi diğer büyük güçlerle rekabet eden Türkiye’nin kıtada artan hırsını yansıtıyor.
Türk hükümetinin stratejik ortaklıkları, ulusal yetenekleri geliştirmek ve terörle mücadele çabalarını desteklemek için tasarlanan askeri eğitim ve teçhizatın sağlanmasıyla savunma alanına da uzanıyor. Yetkililer, Türk insansız hava araçlarının önemli etkisine dikkat çekerek, Burkina Faso gibi ülkelerin bu ileri teknolojileri kullanarak bölgesel kontrollerini artırdıklarını kaydetti.
Son yirmi yılda Türkiye-Afrika ilişkilerinin boyutu dikkate değer; ikili ticaret hacmi hızla artıyor. Afrika’daki Türk diplomatik misyon sayısı 12’den 44’e, Ankara’daki Afrika diplomatik misyon sayısı ise 38’e çıktı.
Ekonomik ve diplomatik bağların yanı sıra Ankara, eğitim girişimleri ve kültürel alışverişler yoluyla da yumuşak güçten yararlanıyor.
Türkiye Maarif Vakfı, 140 okul ve kurumdan oluşan bir ağ kurarak 17.000 öğrenciye hizmet verirken, şu anda yaklaşık 60.000 Afrikalı öğrenci Türk eğitim kurumlarında kayıtlıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, bölgedeki camilere ve din eğitimine yönelik insani çalışmalarını ve desteğini yoğunlaştırarak, Türkiye’nin Afrika’daki konumunu daha da güçlendirdi.
Ayrıca, Afrika’yı dünyaya bağlama konusunda da önemli atılımlar yapan Türk Hava Yolları (THY), şu anda kıtada 62 noktaya hizmet veriyor. Özellikle, 2012 yılında havalimanının Türkiye’nin yardımıyla yeniden inşa edilmesinin ardından Mogadişu’da faaliyetlerine yeniden başlayan ilk havayolu oldu.