Sultan Haitham’ın ziyareti, Erdoğan’la baş başa ve heyet düzeyinde görüşmelerin ardından anlaşma imza töreniyle gerçekleştirilecek.
Bir Türk devleti ile Umman arasındaki ilk ilişkiler 11. yüzyılda başlamış ve Osmanlı döneminde, 14. yüzyıldan 1900’lerin başlarına kadar uzanan ilişkiler, iki tarafın yöneticileri arasındaki övgü dolu yazışmalarla önemli ölçüde gelişmiştir.
Umman, Osmanlı İmparatorluğu için cazip olan ticaret için önemli bir kavşak noktasıydı. İki tarafın, ticari bağların yanı sıra Afrika ve Uzak Doğu’dan “ticaret yollarını güvence altına almak için askeri işbirliği” de dahil olmak üzere “her yönüyle” ilişkileri vardı.
Türkiye’nin Körfez ülkesinin başkenti Maskat elçisi Hekimoğlu, Sultan Haitham’ın resmi ziyareti öncesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Umman’ın Türkiye’ye devlet başkanı düzeyindeki ilk ziyareti şüphesiz tarihi önem taşıyor.” dedi. bin Tarık.
Ayrıca bölgedeki tehditlere karşı birbirlerine önemli askeri destek verdiler. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra siyasi ve diplomatik ilişkiler güçlü kalmayı sürdürürken, iki ülke arasındaki mesafe nedeniyle ilerlemesi nispeten yavaştı.
Geçtiğimiz iki yılda Erdoğan ve Sultan Heysem telefon görüşmelerinde iyi niyetlerini dile getirmişlerdi.
2010 yılında dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erdoğan’ın 2005 yılında başbakan olarak yaptığı gibi Umman’ı ziyaret etti.
‘Tarihi’ ziyaret
Büyükelçi Muhammet Hekimoğlu’na göre ziyaret, bir Umman padişahının ilk ziyareti olması nedeniyle tarihi önem taşıyor.
“(Erdoğan) bunu kendisine telefon görüşmeleri de dahil olmak üzere çeşitli vesilelerle dile getirdi ve onu (Sultan Haitham) davet etti” dedi.
Bu ziyaretin Umman için de çok önemli olduğuna işaret eden Hekimoğlu, yaklaşık 3 asırdır Umman’ı yöneten Busaidi hanedanının siyasi, askeri ve ticari ilişkilerin yanı sıra Türklerle akrabalık bağlarına da büyük önem verdiğini söyledi.
Umman padişahının büyükannesinin Türk olduğunu, babasının ise 6 yaşına kadar İstanbul’daki bir İngiliz okulunda eğitim gördüğünü anlattı. Bu bağlantıların Türkiye’nin arşiv kayıtlarında belgelendiğini sözlerine ekledi.
Hekimoğlu, el-Busaidi ailesinin Türklere olan yakınlığına da dikkat çekerek, Ummanlılar’ın Türk kültürüne, dizilerine ve diline olan hayranlığını vurguladı. Yakın zamanda Umman’da Yunus Emre Enstitüsü şubesinin açılmasının kültürel bağların daha da geliştirilmesine yardımcı olacağını kaydetti.
Umman’ın toplam nüfusunun 5 milyon civarında olduğu göz önüne alındığında, çoğunluğu İstanbul, Bursa ve Karadeniz bölgesi olmak üzere yılda yaklaşık 100.000 Ummanlının Türkiye’yi ziyaret ettiği dikkat çekiyor.
Filistin’e ilişkin ortak bakış açıları
Hekimoğlu, ziyaretin ekonomik, askeri, ticari ve siyasi önemine ilişkin şunları söyledi: “Bölgemizdeki krizler, İsrail’in saldırganlığı, İsrail’in yarım asrı aşkın süredir Filistinlilere uyguladığı baskılar ve özellikle 7 Ekim’den bu yana yaşanan soykırım ve katliamlar dikkate alındığında. Geçtiğimiz yıl Umman, bizim bakış açımıza uygun açıklamalar yaparak Arap ülkeleri arasında öne çıktı.”
Muscat’ın İsrail saldırganlığına karşı Filistin mücadelesine güçlü desteğini vurguladı ve Umman ile Türkiye’nin konuya ilişkin ortak bakış açısına dikkat çekti.
Erdoğan’ın geçen yıl Türk milletvekillerine yaptığı, Filistinli grup Hamas’ın terör örgütü olmadığını öne süren konuşmasının ardından Umman Dışişleri Bakanlığı da benzer bir açıklama yaparak bu uyumun değerini vurguladı.
Türk büyükelçisi, Türkiye’nin son 20 yılda savunma, ticaret ve eğitim alanlarında kaydettiği ilerlemelere dikkat çekerek, Umman’ın Türkiye’nin rolünü bir model olarak kabul ettiğini kaydetti.
İsrail’in Ekim 2023’te Hamas’a karşı askeri harekatına başlamasından bu yana 44.200’den fazla Filistinli öldürüldü ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 100.000’den fazla Filistinli yaralandı.
İsrail şu anda, milyonlarca Filistinlinin yerinden edildiği ve gıda, tıbbi malzeme ve diğer temel ihtiyaçlarda ciddi kıtlıkla karşı karşıya kaldığı Gazze’deki eylemleri nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı’nda bir soykırım davasıyla karşı karşıya bulunuyor.