Mustafa Özdemir / Gazete Duvar
Afgan göçmen Vezir Muhammed Nourtani’nin eşi Kamergül Maliki Nourtani, cinayet davasının ilk duruşmasının ardından 1 Haziran’da Gazete Duvar’a konuştu.
Nourtani, Kasım 2023’te polis madencinin yanmış cesedini bulduğunda Türkiye’nin kuzeyindeki Zonguldak ilinde izinsiz bir kömür madeninde çalışıyordu.
İlk duruşmada eşi Kamergül Maliki Nourtani, eşinin madende saldırıya uğradığı ve sanıkların iddia ettiği gibi doğal yoldan hastalanmadığı yönündeki şüphelerini dile getirdi. Nourtani, eşinin ancak üç hafta önce madende çalışmaya başladığını ifade etti.
Eşi Nourtani’nin ifadesine göre maden sahipleri olaydan önce eşinden böbreğini 20 bin dolar karşılığında istemişti. Saldırının madencinin böbreğini almak amacıyla planlandığından şüpheleniyorlardı.
Jandarma cesedi bulduğunda madencinin bacakları ve kolları kırılmış, bu da aile avukatlarının madende başkaları tarafından saldırıya uğradığına inanmasına neden oldu.
Altı sanığın çelişkili ifadelerini vurgulayarak Gazete Duvar’a yapılan duruşmadaki deneyimlerini anlattı. Eşi Nourtani’ye göre kocasının katilleri yalan söylüyordu.
Duruşmada duygularını şöyle ifade etti: “Mahkeme salonunda katillerle karşılaştığımda kendimi çaresiz hissettim. Ben yalnız yaşayan bir kadınım. Sadece çaresizlik hissettim.”
Nourtani, suçun iğrençliğine vurgu yaparak, Türk yargısından sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
Maden sahibi Hakan Körnöş’ün eşi ve avukatının da evine gelerek yüklü miktarda para teklif ettiği öğrenildi.
“Onları içeri almadım. Onları görünce kanım kaynadı. Onları görmek bile istemiyorum” dedi Nourtani.
Kendisini güvende hissedip hissetmediği sorulduğunda Nourtani, olaydan bu yana ne kendisinin ne de çocuklarının güvende hissetmediğini söyledi.
Ayrıca Göç İdaresine kendini güvende hissetmediğini ve korktuğunu söyledi ancak herhangi bir yardım alamadı.
“Hiçbir şeyim kalmadı. Eşimle birlikte her şeyimi aldılar. Geleceğe dair hiçbir düşüncem ya da hayalim yok” diye tamamladı.
Davanın 30 Mayıs’taki ilk duruşmasında aralarında diğer madenciler ve izinsiz maden sahibinin de bulunduğu 6 kişi kürsüye çıktı. Sanıklar müebbet hapis cezasına bakıyor. Nourtani’yi baygın halde bulduktan sonra madenin yasadışı statüsünün açığa çıkmaması için cesedi yaktıklarını iddia ettiler.
Duruşmada, madenci olan iki sanık, bilinci yerinde olmayan Nourtani’nin hastaneye götürülmesi yönündeki ısrarlarına rağmen bu fikri ortaya atan ve kendilerine baskı yaparak cenazeyi yakmaları yönünde baskı yapanın maden sahibi Kornoş olduğunu savundu.
Maden sahibi Kornoş, mağdura kalp masajı yaptığını ve onu hastaneye götürmek istediğini söyleyerek iddiaları yalanladı, ancak diğerleri onu, bunu yapmaları halinde madenin kapatılacağına ikna etti.
Mahkeme, üç sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdikten sonra duruşmayı erteledi.
(Ayşenaz Toptaş’ın İngilizce versiyonu)