Ceren Bayar / Gazete Duvar
21 Kasım’da Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali’nde madencilerin eylemi ikinci gününe girdi.
Kendilerini madene kilitleyen yaklaşık 500 işçi, eylemlerini üç gün boyunca yeraltında sürdüreceklerini ve üçüncü günden sonra ilerleme sağlanamaması halinde açlık grevine başlayacaklarını açıkladı.
Tesisin özelleştirilmesi süreci bir buçuk ay önce başladı ve ihale başvuruları 4 Aralık’ta sona erecek. İşçilerin ihale şartnamesinde haklarını korumaya yönelik herhangi bir hüküm içermemesi endişesi, her iki işini de kaybetme korkusunu artırıyordu. ve evler.
500’e yakın madenci, talepleri kabul edilene kadar madende işgallerini sürdüreceklerini belirtirken, yüzlerce işçi ve aileleri de maden dışında eylemlerini sürdüreceklerinin sözünü verdi.
Madendeki madenciler, gerekirse açlık grevine başlamaya hazır olduklarını bildiren bir video mesaj gönderdiler. “Bizler Bartın, Zonguldak, Karabük, Samsun, Ereğli, Sinop gibi illerden Çayırhan’a gelmiş göçmen işçileriz. Hepimiz göçmeniz. Bugüne kadar devletimiz için üzerimize düşen görevleri onurlu bir şekilde yerine getirdik” dediler.
Protestonun ikinci gününde madencilere destek arttı. Sivil toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcileri, belediye başkanları ve sendika temsilcileri gün boyu maden sahasını ziyaret ederek işçilerle buluştu.
Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve milliyetçi muhalefetteki İyi (İYİ) Partisi lideri Musavat Dervişoğlu da madencilerle dayanışma amacıyla ziyarette bulundu.
Madende madencilere destek vermek üzere konuşan CHP’li milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, daha önce Türkiye Kömür İşletmeleri’nin işlettiği tesis ve maden sahasının 2000 yılında Ciner Holding’e devredildiğini, 2020 yılının Haziran ayında ise devlete iade edildiğini hatırlattı.
Yavuzyılmaz, “Şimdi bu madenin yeniden özelleştirilmesine çalışılıyor. Bu sefer fabrika, konut ve arazi kalıcı olarak satılacak ve bir daha asla devlete iade edilmeyecek. Ayrıca kömür rezervlerinin bulunduğu alanın da bir şirkete devredilmesi planlanıyor.”
CHP’li milletvekili, fabrikanın tek başına 800 işçi konutundan oluştuğunu, tesisin yıllık 3 milyar lira elektrik ürettiğini, maden dahil kârının ise 10 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
Yavuzyılmaz, “Başlangıç teklifi en az 700 milyon dolar olmalı. Kârlı bir termik santral ve maden ama amaç cüzi bir bedelle devretmek gibi görünüyor.”
İşçi Partisi (EMEP) Milletvekili Sevda Karaca da özelleştirmenin “Bu madeni çevreleyen tüm ilçelerin tapusunu size veriyoruz, dilediğinizi yapın” demek gibi olduğunu belirtti.
Karaca, şöyle devam etti: “Diğer ülkelerden aranan fonlar (hükümet) gerçekleşmeyince, bu özelleştirmeler yoluyla ayrıcalıklı işletme sahiplerine teşvik dağıtarak (devletin) kasasını boşaltacaklar. Yük, işçilerin, üç nesildir bu madene bağımlı olan ailelerin, yerel esnafın ve bu kasaba sakinlerinin omuzlarına binecek.”
Öte yandan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Milletvekili Fuat Oktay da eylemci işçileri ziyaret ederek, “Maalesef son günlerde durum siyasallaştırılıyor” dedi.
Hükümetin, işçilerin kazanılmış haklarının kaybolmaması için çalıştığını da sözlerine ekledi.
‘Güç birlikten doğar’
Maden işçisi Ferhat Gideroğlu ise hayal kırıklığını dile getirerek, “Bu duruma düşmek bizim için üzücü. Ailelerimiz üzgün, biz de işimizi kaybetme endişesi yaşıyoruz. Bu işe çok emek verdik ve emeğimizin karşılığını adil bir şekilde alıyorduk. Ama şimdi geleceğin ne getireceğine dair hiçbir fikrimiz yok. Onun için ‘Güç birlikten doğar’ dedik ve Allah’ın izniyle gücümüzü göstermek için buradayız.”
Bir diğer madenci Ercan Uzun ise “Varlık satışına hayır” diyerek protesto yaptıklarını vurgulayarak, “Özelleştirmede işçilere dair bir şey yok, o yüzden buradayız. Direnişimiz devam edecek” dedi.
Kararın geri alınması çağrısında bulunan madenci Ali Saraç, şunları söyledi: “Burada Türkiye’nin her yerinden arkadaşlarımız var. Kardeşlik ve birlik içerisinde birlikte çalışıyoruz. Kömür ve ter içinde kalan madenlerden çıkıyoruz. Burada gerçek bir emek var ve onu kaybetmek istemiyoruz. Devlet yetkililerinden yanıt bekliyoruz” dedi.
Kârlı bir işletmenin özel şirkete devredilmesine karşı çıkan bir diğer işçi Erdem Özkurt ise şöyle konuştu: “Özelleştirme olursa işimizi kaybederiz. Devralacak şirketin bizi işe alıp almaması tamamen onlara kalmış. Bizi geçici olarak işe alıp sonra bırakabilirler. Buradaki ekibimiz oldukça tecrübeli; en yeni üyenin 8-9 yıllık madencilik tecrübesi var. Üstelik bu karlı bir iş. Satışın durdurulmasını istiyoruz” dedi.
(Can Bodrumlu’nun İngilizce versiyonu)
