Aşırı sağcı Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) üç milletvekilinin, altın kaçakçılığı soruşturmasıyla bağlantılı iddialar üzerine 20 Kasım’da istifa etmesinin ardından gelen haberler, olayın bürokratik ve siyasi çevrelerde daha derin olabileceğini gösteriyor.
BirGün gazetesi yazarı Timur Soykan, daha önce istihbarat ekiplerinin İstanbul Havalimanı VIP bölümünden altın kaçakçılığı yapan Cumhur İttifakı’ndan ikisi eski, üçü mevcut beş kişiyi tespit ettiğini bildirmişti.
Soykan, 9 Ekim’deki yazısında, eski AKP milletvekili Fatih Metin’in de eşlik ettiği Yunus Emre Morkoç’un, İstanbul Havalimanı’ndaki VIP Lounge’ı kullanırken bavulunda 60 kilo kaçak altınla yakalandığını bildirdi.
Soykan, 22 Kasım’daki son raporunda şöyle konuştu: “VİP Salonu’ndaki altın kaçakçılığı skandalı, MHP’li üç milletvekilinin istifasına yol açtı. Ancak MHP’li üç milletvekilinin dışında pek çok siyasetçi ve bürokratın da istifa ettiği iddia ediliyor. altın kaçakçılığı planına dahil olmuşlardır.”
Soykan, istihbarat birimlerinin, Dubai’den altın kaçırmak için İstanbul Havalimanı’ndaki VIP Lounge’ı kullanan iki eski MHP milletvekilinin daha tespit edildiğini bildirdi. Bu kişilerin halen MHP’nin yönetim kurullarında yer aldığını ve istifalarının istendiğini kaydetti.
Gazeteci ayrıca mevcut bir MHP’li milletvekili hakkında da ciddi iddiaların bulunduğunu, haklarında soruşturmanın sürdüğünü belirtti.
Gazeteci, şunları kaydetti: “Fatih Metin gibi AKP’li eski Karadeniz milletvekili de Dubai’ye gidip gelmek için VIP salonunu kullanarak altın kaçakçılığı yapıyordu. Bu eski milletvekili ve oğlunun bir kurye ekibi oluşturduğu söyleniyor. Onun rehberliğinde yedi kurye her ay Dubai’ye bagajsız çok sayıda yolculuk yaptı ve büyük, dolu valizlerle geri döndü.”
Rapora göre, eski milletvekili ve oğlunun servetinde Mart 2024’ten bu yana önemli bir artış yaşandı. Ankara’da ultra lüks arabalar ve geniş arsalar satın aldıkları bildirildi.
İstanbul Havalimanı’nda iki güvenlik görevlisi tutuklandı
İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, altın kaçakçılığı yaptığı iddia edilen şüphelilere 8 ay süren teknik ve fiziki takip sonrasında 21 Kasım’da İstanbul Havalimanı’nda operasyon düzenlendiği öğrenildi.
Havalimanında, kendisini avukat olarak tanıtan bir kişi, havalimanında çalışan 2 güvenlik görevlisi ve 4 kurye ile birlikte ülkeye altın kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı.
İddialara göre kaçakçılık şebekesi, operasyonlarını özel güvenlik görevlileri ve kuryeler kullanarak yürütürken, yol haritaları da ortaya çıktı. Güvenlik personelinin ülkeye kaçırılan her kilogram altın için 1.000 dolar aldığı bildirildi.
İki özel güvenlik görevlisi, altınları ele geçirmek için havalimanının dış hatlar bölümündeki banyolarda altın kaçakçılığı yapan şüpheliyle buluştu. Polis memurları daha sonra altınları kıyafetlerinin içine saklayarak havalimanının dışında bekleyen kuryelere teslim etti. Kuryeler daha sonra altını “avukat” olarak bilinen kişiye teslim etti.
Ülkeye kaçak olarak sokulan altınlar daha sonra Azerbaycanlı bir işadamına teslim edildi.
Kaçakçılıkla mücadele ekipleri, 2 güvenlik görevlisini, değeri 50 milyon lira olan 16 kilo altınla birlikte yakaladı. Aile kılığına giren 2 güvenlik görevlisi, 4 kurye ve “avukat” da tutuklandı.
Operasyona katılan Azerbaycanlı iş adamının yurt dışında olduğu, yakalanmasına yönelik çalışmaların ise devam ettiği belirtildi.
Kadın güvenlik görevlisinin cezaevine girdikten 3 gün sonra babası aracılığıyla İstanbul’da 4 milyon liraya daire satın aldığı da iddia edildi.
Altın sektörü temsilcisi: ‘Altın kaçakçılığı 35 yıl sonra yeniden ortaya çıktı’
Mücevher Sanayicileri ve İhracatçıları Birliği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, altın kaçakçılığının 35 yıl aradan sonra yeniden ortaya çıktığını belirtti.
Dünya gazetesine konuşan Kamar, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’ler Kota sistemi nedeniyle ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalıyorlar.
Kamar, “Sektörü dinlemeden kota sisteminin aceleyle uygulanması, imtiyazlı statü kazanan sayısı 10-15’ten az olan az sayıda firmaya servet aktarmaya başladı.” Kamar’a göre, Türkiye’de altının maliyetinin uluslararası piyasalara göre yaklaşık 5 bin dolar daha pahalı olması, 35 yıl aradan sonra kaçakçılığın yeniden canlanmasına neden oldu.
Türk hükümeti 2023 yılında işlenmemiş altın ithalatını azaltmak amacıyla kota uygulama kararı aldığını açıklamıştı. Aylık kota miktarı ise uzun vadeli ortalama aylık işlenmemiş altın ithalatı olan 8 ton’un 1,5 katı olan 12 ton olarak belirlendi.
Kamar, altın sektöründe 60 bin kişinin istihdam edildiğini, son üç ayda 4-5 bin kişinin işten çıkarıldığını ifade etti. Yeni yıldan sonra toplu işten çıkarmaların on binlerce kişiyi etkileyebileceği konusunda uyardı.
Kamar, “İnanılmaz altın kaçakçılığı haberleriyle karşılaşıyoruz. Kimlikleri bilinmeyen şahısların, boyunlarında ve ellerinde aynı büyüklükteki altın ürünlerle havalimanlarına ve gümrüklere geldiklerini görüyoruz. Kaçakçılığın artması nedeniyle” diye konuştu. ve suiistimaller nedeniyle ihracatçılar gümrüklerde suçlu muamelesi görüyor ve engellerle karşılaşıyor.”
Kamar, kota sisteminin kaldırılması ve altın takı ihracatını da olumsuz etkileyen altın ithalatını sınırlayan düzenlemelerin gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.